Şimdi bir moda var; etnik kimlik modası. Geçenlerde popüler bir tv programcısı programına aldığı maliye bakanı Mehmet Şimşekle sohbetinin bir yerinde ?siz de Batmanlı bir Kürtsünüz? dedi. Maliye bakanımız o kendine has konuşma biçimi ve yüz ifadesiyle etnik kimliğinin böylece öne çıkarılmasından mutlu sırıttı. Yani halkından kopmamış durumları?
Değerli Profesör İlber Ortaylı bu hafta Pazar yazısında Profesör Aziz Sancar ile BBC´nin yaptığı konuşmaya değinmiş. Bu görüşmeyi yapan gazeteciye doğrudan değil belki, ama dolaylı olarak ?cahil? demiş. Gazeteci değerli bilim adamına ?Mardinlisiniz, Arap mısınız, Kürt müsünüz, Yezidi mi?? diye sormuş. Bu soruya Değerli Aziz Sancar´ın verdiği yanıt hepimizin göğsünü kabartacak düzeyde. Bu yanıt üzerine yazanlar da Aziz Sancar´ı ?Kemalist işte!? diye suçlamışlar?
Zbigniew Kazimierz Brzezinski´yi belki anımsıyorsunuz; uzun sayılacak bir dönem ABD nin güvenlik danışmanlığını yapmış siyaset bilimci, devlet adamı. Doğum yeri Polonya. Küresel emperyalizmin önemli mimarlarından biri. Taa 90 lı yıllarda,Afganistandan Arabistana, Türkiye, Yunanistan ve Rusyanın geleceklerini tayin eden bir adam. Anlaşılacağı üzere bir sürü karmaşık işlerle uğraşmış biri. Acaba bu Brzezinski´ye herhangi bir gazeteci ?siz Polonyalısınız değilmi?? diye başlayan bir soru sormuş olabilir mi? Sanmıyorum.
Madeleine Albright, Marie Jana Korbelová adıyla 15 Mayıs 1937´de Prag´da doğdu. Bir Çek veya Slovak ve Yahudi. ?Siz bir Çek veya Slovak asıllı Amerikalı olarak?? diye başlayan bir soruya muhatap olmuş mudur? Sanmıyorum.
Neden soramıyorlar acaba? Çünkü uygarlık, bu tür ilkelliklerle bir arada olamıyor. Uygarsanız kimseye dinini mezhebini etnik kökenini sormuyorsunuz. Çünkü uygarlık, üretimle, bağımsızlıkla, demokrasiyle kadın erkek eşitliği ve gelir dağılımı ile ilgileniyor. Bakın çok meraklı olduğumuz Avrupa´ya; sürekli gelişip büyüyen bir uygarlık. Kimse kimsenin diniyle ırkıyla ilgilenmiyor. ?Etnik köken? geri kalmış toplumların genel kültür yapısı içine kolayca sokulmuş bir kavram. Din ve mezhep gibi. Kitleleri çok kolay bölmek ve parçalamak için öne çıkarılan kavramlar.
İşte bu nedenle, kendisine sorulan bir soruyu ?Medeni olmak Adam olmaktır? diye yanıtlayan ve Cumhuriyet için ?Fikri hür vicdanı hür nesiller? isteyen Mustafa Kemal, kurduğu Cumhuriyetin Laik bir Cumhuriyet olmasını istemiş ve Cumhuriyetin Anayasasına altıncı ilke olarak Laiklik ilkesini koydurmuştur.
Şimdi bir moda var diye söze başlamıştım, bazı etnik kökenler daha da moda. Örneğin, Kürt olmak, Ermeni olmak başka herhangi bir azınlık olmak. Bunlar çok moda. Sanatta da öyle? Müzik, Sinema diğer görsel sanatlar etnik konulara değinince iş yapıyor. Yani Peter Alfred Andrews´in etnik atlasından bir köken seçeceksiniz kendinize ve bu, Türk olmayacak! Aksi takdirde Kemalist oluyorsunuz.
Oysa Kemalist olmak, Cumhuriyete sahip çıkmak ?Medeni olmaktır.?
Nice yıllara Mustafa Kemal´in Cumhuriyeti! Seni hep savunacağız!
Meraklısına notlar: Adamlar, oturmuşlar bu P.A. Andrews´a ?Türkiye´de Etnik Gruplar? başlıklı bir kitap yazdırmışlar. Bu kitaba göre biz hep birlikte 47 etnik grup bir arada yaşıyormuşuz! Çok iyi niyetli bir kitap olmasa gerek. Ama kitabın amacına aykırı bir şey göz ardı edilmiş: Ne kadar övünsek azdır; bu 47 etnik grup bir arada yaşama kültürünü geliştirebilmişiz!
