Müslüman dünyası bir Ramazan ayını daha geride bıraktı. Fakat oldukça kanlı ve hüzünlü. En önemli hüzün nedeni ise; 1500 yıl sonra bile, bu acının ve kanın ne zaman sona ereceğine dair bir umut yok! Müslüman dünyada her konuda ayrılık var. Yazılanlara bakılırsa ?Vahdet dini!? Bu yazıyı yazdığım gün Türkiye Müslümanları Ramazan bayramının 2. Gününü, ancak 50 Arap ülkesinde ise bayramın birinci günü kutlanıyor! Kendisini müstakbel İslam Dünyası lideri olarak gören arkadaşlara duyurulur.
Bu coğrafya öteden beri böyle; karışık ve kanlı. Fakat sanıyorum böyle bir Ramazan ayı sıklıkla yaşanmıyor, sadece son 15 gün içerisinde Ülkemizin yaşadığı kanlı olaylara, Bangladeş ve Irakta yaşananlara bakarsak durum bu. İlk yarı da fazla sakin geçmemiş.
Oysa ramazan, anlatıldığı ve inandığımız gibi yaşanmış olsa Barış, Adalet, paylaşım denilen kavramların soyuttan somuta taşındığı bir 30 gün olabilirdi. İnsanlık veya Ortadoğu ulusları bin yılların karmaşasının yorgunluğunu ve sorunlarını bu ayda atabilirdi. Yahut ara verilirdi? Olmadı olamadı ne yazık ki! Bu gidişle daha yüzyıllarca olmayacağa benziyor.
Bir de Türkiye´ye bakalım. Biliyorsunuz artık ülkemizde ?gevşetilmiş? bir Laiklik uygulanıyor. Bu nedenle Türkiye görsel olarak Ramazanı oldukça gelişmiş teknolojik olanaklarla geçirdi. Önce tüm TV kanallarında en az 2 saatlik, bazılarında çok daha fazla, Ramazan programları yayınlandı. Bazı kanallar bu yayınları normal zamanlarda da sürdürüyor. Bu programları izlerken bir şey göğsümü kabarttı: ne kadar çok bilim adamı veya ulema var! Sürüsüne bereket! Hazretlerin hepsi de Profesör. Nerede neyle nasıl olmuşlarsa hepsi profesör! Hepsinin Türkçesi, özellikle bozuk adam ilim irfan edinirken dilini unutmuş desinler diye bazıları özellikle bozuk bir aksanla konuşuyor. Bu bilim insanları, prof.ler inanılmaz ölçüde saldırganlar. Her yıl daha tuhaf şeyler işitmeye başladık. Biri, hamile kadınlardan tahrik oluyordu ya, o arkadaş görevine ve işine devam ediyor. Bu günlerde derdi uğraşısı milleti top yekun camiye doldurmak. Şimdi okullar tatil ya çeşitli etkinliklerle çocukları camiye çekmenin gününü orada geçirmesinin ne kadar yararlı olacağına dair hikmetler buyuruyor. Bir diğeri ise namaz kılmayan halkımızı hayvan olmakla suçladı. Doğrudur insan memeliler sınıfından iki ayağının üstünde durabilen bir hayvandır! Fakat insanı diğer hayvanlardan ayıran bir özelliği vardır: düşünmek! Hazretin bu lafından çok alındık çok! Sosyal medya patladı!
Ramazan ayı genelde, yıllardır, din istismarının zirve yaptığı bir aydır. Bu yıllarda her nasılsa terörize edilmiş bir mahalle baskısından fazla söz edilmiyor sadece bir olay gözüme çarptı. Beklide mahalle baskısını artık sıradan insanların tekelinden alıp devletin başında bulunanlara verdiler. Dikkat ettiniz mi? artık mahalle aralarında zekât paketleri izdihamı haberleri çok çıkmadı bu yıl. olmadığından mı yoksa gözlerden uzak tutulduğundan mı? Biraz kuşkulu bir durum.
Majestelerinin dillere destan iftar ziyafetleri ise İnanç İstismarının zirvesiydi! Neredeyse, kimin kesesinden verildiyse, her akşam denilecek miktarda iftar verdiler. En son saray çalışanlarına verilen de içinde olmak üzere hepsinde siyaset konuştu. Tüm dünyaya siyaset dersi veriyor pozunda büyük laflar etti. Çok ısrarla vurguladığı şey ise ?Onlar? ve ?kendileriydi?. Israrla inananlarla inanmayanları ayırmayı öne çıkaran konuşmalar yaptılar.
Bu ramazanlardan barış ve birlik beraberlik yani ?imtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitle? olarak çıkmamız beklenirken ne yazık iyice kinlenmiş, keskinleşmiş, taraflara ayrılmış olarak çıktık.
Belki de bu nedenle ayın başında bir aklı evvel okullarda ?Onuncu Yıl Marşını? yasaklattı?
