Ahmet DUMAN


Demirel ve Demokrasi üzerine birkaç not?

Demokrasi diye diye canını çıkarttık mübareğin.


Öyle bir seçim dönemi geçirdik ki; gören Allah için söylesin; Demokrasi neresindeydi? İnanılmaz bir gerginlik ağza alınmayacak sözler ve sataşmalar. Ortalıkta, hiçbir sorumluluğu olmayan yargılanması bile olası görülmeyen ama alabildiğine sert usluplu, fanatik ve taraflı bir Cumhurbaşkanı: Tayyip Erdoğan! Bu da, evlere şenlik demokrasimizin son numaralarından biri.

Dünyada kendi kendini yok etmeye programlanmış başka demokrasi var mı? Hiç sanmıyorum. Bizim Demokrasimiz vaktiyle benzetildiği üzere kendisini yok edecek olanları gerekli istasyonlara taşımakla yükümlü bir tren gibi görünüyor.

Bu günlere merdivenle çıkarak gelmedi bu ülke. Bu günlere gelmesinde büyük emekleri olan Süleyman Demirel de Cumartesi günü toprağa verildi. O´nun bu emekleri bu günlerde anlatıla anlatıla bitirilemiyor. Bazen şaşırıyorum sanki bu ülkede bizler yaşamamışız! Herkesin kendine göre bir Süleyman Demirel´i var. Oysa geldiğimiz noktadan geriye baktığımızda her şey anlattıkları gibi güllük gülistanlık değil.

Parlamentoda mebus pazarları kurularak parlamentonun toplumda saygınlık kaybetmesi o güzide döneme denk düşer ve o zaman başlar?

MC lerin kurularak toplumun karpuz gibi ikiye bölünmesi o dönemde başlar.

Siyasete din istismarını Menderes başlatmıştır ama, Kutsal Kuranı meydanlarda enstrüman gibi kullanmaya Süleyman Demirel başlamıştır. 

Her seçim döneminde muhalefete akıl almaz ağır sözlerle saldırmış sonra da ?meşru zeminlerde çare tükenmez? pişkinliğini gösterebilmiştir. Bu özelliği bu gün ?eşsiz demokrat? lığına yorumlanmaktadır.

Çok büyük kalkınma hamleleri yapmış! Kimse inkar edemez. Neredeyse 15 yıl bu ülkenin kaderine hükmetmiş bir siyasetçiden söz ediyorsunuz. Duran saat bile günde iki kez doğru vakti gösterir. 1961 anayasasının getirdiği toplumsal, siyasi ve ekonomik tüm kurumlara Yüksek Yargıya, Planlamaya, planlı kalkınmaya özellikle karşıydı ona göre ?millet plan değil, pilav istiyordu??

Bakmayın Cumhuriyete çok bağlı göründüğüne Devrim Yasalarından hoşlanmadığını zaman zaman açıklamaktan çekinmemiştir.  O yıllarda bu kadar çok İmam-Hatip Okulu açılmasının eleştirilmesi üzerine yaptığı bir açıklama arşivlerde duruyor. ? Tevhidi tedrisat kanununa ters düşüyor diye bunlardan vazgeçmek mümkün değil ki? Tevhidi tedrisat kanununa ters düşüyor diye din eğitiminden mi vazgeçilecek? Yanlış olan din eğitimi değildir; Tevhidi tedrisat kanunudur? (C.Arcayürek, 19.10.2003 Cumhuriyet Gazetesi).

Hele o Denizlerin hakkında verilen kararın Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında gösterdiği gayretkeşlik başlıbaşına bir yazı konusudur. Süleyman Demirel´in o karar TBMM de görüşülürken adamlarını ikna etmek için kullandığı kendine göre haklı gerekçe ?üçe karşı üç?tür!

Bölünen bürokrasi, kıyıma uğrayan, işsiz bırakılan memurlar, sürgünler ve uygulanmayan yürütmeyi durdurma kararları. Bunlar da o dönemin acımasız uygulamalarından ve ayrı ayrı yazılıp tartışılacak konulardır. Ve Danıştay´a ?Devlet içinde Devlet?

Kan gölüne dönmüş sokaklar, bölünmüş mahalleler?

Benim yaşımdakiler Süleyman Demirelli yılları böyle yaşadık! Daha neler yaşadık. Şimdi deniyor ki: ardıllarına bakarsan adam bunlara göre iyi idi? Bilmem ki ?sui emsal, emsal? olurmu?

Bana kalırsa Türkiye Cumhuriyeti, ne o zamanlar Süleyman Demirel´i hak ediyordu, ne de şimdi Tayyip Erdoğan´ı hak ediyor

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05