Demokrat Partililer, İsmet İnönü´nün İkinci Dünya Savaşında başarılı bir Dış politikayla Ülkeyi savaşa sokmamasını eleştirmek için ?İnönü bizi savaşa sokmayarak erkekliğimizi öldürdü? diye propaganda yapmışlardı. Bu günlerde mebzul miktarda olduklarına bakmayın o yıllarda Profesör denilince akarsular dururdu ve sık rastlanmazdı bu unvana. Türkiye´de profesör sayısı Çankırı Üniversitesindeki kadar belki var belki de yoktu. İşte bu az miktarda profesörlerin bile önemli bir bölümü Demokrat partililerin bu düşüncelerini paylaşıyorlardı. Sonra çokları ?aldatılmış? olduklarını fark edip çark ettiler! Ama iş işten geçmiş DP despotizmi yerleşmişti.
Bazıları, Müslümanların, 17.yüzyıldan beri Dünyanın gelişmesine hiçbir katkıları olmadığını söylerler. Ayrıca elin oğlunun icat ettiği şeyleri insanlık yararına kullanılan onlarca şey ise yüzyıllık gecikmelerle benimsenip kullanılmaya başlanmış.
Fakat entrika ve dolap konusunda Dünya İslam dünyasıyla boy ölçüşemez. İslam dünyası bu yeteneğini kendi halkları üzerinde baskı, şiddet ve sömürü düzenini kurmak için kullanıyor. Yalan, hele yalan inanılmaz ölçekte ve başarıyla kullanılıyor. Acımasızca, karşıtları ile ilgili yalan söylüyorlar. Kendi despotluklarını kurmak uğruna bunları yaparken en önemli araçları ise Müslümanlık?
Mustafa Kemal´in Anadolu´da geliştirdiği hareket başarılı olma yoluna girince, karşısına alelacele oluşturdukları Hilafet Orduları´nı çıkardılar. Kırsal alanda inanılmaz bir propaganda: Bolşevik ve Farmason? Kemalistler Bolşevik veya farmason! Bizim kuşağın bir şansı da Ulusal Kurtuluş günlerini yaşamış olan kuşağı tanımış olmaktı. Hiç olmazsa bir kısmını. Bu kelimeleri duyduğumda şaşırmıştım; dağ başında bir yerde okuma yazma bilmeyen adam Bolşevikliği biliyor! ?Ne demek bu dediğin bre emmi?? diye sorunca yanıt ?Ne olacak dinsiz imansız mal mülk bilmez insanlar? olmuştu. -Kısaca yazdım- aslında daha neler neler...
Eskiden politikacılarımız ?din istismarı? diye bir siyasi terim geliştirmişlerdi. Yani Yüce Dinimizin politik çıkarlar uğruna politika erbabı tarafından kullanılması. 1950´lerde ünlü bir siyasetçi dönemin başbakanını ?Eyüp Sultanda zeytin tanesiyle iftar edip Hilton´da viskiyle akşam yemeği yemekle? suçlamıştı.
50´leri geçtik 60´lara geldik Komünistlik çıktı! SSCB de olmadığı kadara komünistimiz vardı! 60´lı yıllar tuhaf yıllardı; neredeyse baltayı taşa vuracaklardı: Kentler çepeçevre ?emekçi mahalleleriyle? çevrilmiş, iş, ücret, sendika ve toplu sözleşme gibi yeni kelimeler bu mahallelerin yaşamına girmişti. Artık komünist olmak kusur sayılamıyordu ama yine kullanmaya, hem de kanlı biçimde kullanmaya devam ettiler. Bu kez ellerinde ek olarak terör ve ekonomik darboğaz denilen silahları vardı! Onlarla vurdular? Sonrası biliniyor; aynı anda Dünyanın her yerinde birden, birbirine benzeyen tombul orta boylu bıyıklı politikacılar ortaya çıkıp özelleştirme küreselleşme refahın yayılması gibi yalanlar söyleyerek halkları yoksullaştırdılar emekçi mahallelerini ?varoşlara? çevirdiler.
1900 ler bitti 2000´leri yaşıyoruz, neredeyse ilk çeyreği bitiyor. Büyükşehir yasasıyla köyler de varoşlaştırıldı. Politikacılarımızın ibadetleri, neredeyse, sabah namazlarından başlayarak canlı yayınla yayınlanacak. Zaten Cuma namazları koruma ordusu içinde yüzlerce tv kamerası eşliğinde kılınıyor?
Varoşlara ?işçi servisleri? değil ?sadaka kamyonları? geliyor.
Oyun sürüyor: Bu kez de buldukları kelime: ?ateist.? Hayatında bu kelimeyi duymamış, duymasına olanak olmayan insanlardan biri bizim köyde bu kelimeyle suçluyordu muhalefeti?
1920´lerde Bolşevik, farmason? 1950´lerde komünist? 2017 de Ateist!
Dedim ki ?yahu ne demek bu ateistlik?? adam diklendi: ?Bre Ahmet sen de bizi eyice cahil belledin; ne demek olacak alnı secde-i rahmana değmemiş.?
Kim demişti yahu o ünlü ?aynı suda iki kez yıkanılmayacağı? sözünü?
