Ahmet DUMAN


Aaah Gerçek. Ah!


Herkesin gerçeği kendine diyerek geçiştirip komşumuzun gerçeğini göz ardı ediyoruz. Etmemeliyiz! Çünkü komşumuzun da bir gerçeği var; bizim de bir gerçeğimiz olduğu gibi.

Peki, nedir bu gerçek dediğimiz kavram? Doğada canlı kalmamızı sağlayan olağanüstü beş duyumuzla algıladığımız tatlar kokular sesler sıcaklık-soğukluk,  yumuşaklık-sertlik mi? Yoksa daha ayrı bir şey mi? Hep söyleniriz ya: herkesin gördüğü renk dokunduğu şeyin sertliği tattığı acı aynı değildir. Yaşadığımız bu coğrafyada alışkın olduğumuz bir tat var: acı. Envai çeşit biber türü geliştirmişiz envai türlü acıyı tatmak için. Kimse kimsenin ağzının nasıl yandığını bilmiyor. İşte bu basit örnekten de anlaşılacağı üzere herkesin gerçeği kendine! Böylece çeşitli gerçekler olduğu ortaya çıkmış oluyor!

Her ne kadar gerçekler çeşitli olsa da iki ana başlık halinde toplamak olanaklı: Önce ilkel artık çok kullanılmayan bir gerçek türü olan ?doğal gerçeklikten? söz etmek gerek. Bu, yukarıda doğanın görkemli bir armağanı olarak önemseyip söz ettiğim beş duyumuzla algıladığımız gerçeklik. Kullanım tarihi geçmiş bir kavram olarak tarihte yerini almış durumda. İkinci olarak ?yaratılan gerçeklikten? söz etmek gerek. Önemli olan gerçeklik bu! Dünya neredeyse 30 yıldır bu gerçeklikle yaşıyor. Şimdi durumdan sonuç çıkaracak ve diyeceksiniz ki: uzatıp durmayalım yalan diye bir şey var! Ben bu düşüncede değilim yalan farklı ve oldukça masum kalıyor bu ?oluşturulan gerçeklik? kavramı yanında.

Yılın ilk günü sabah gazeteye şöyle göz attım: Erken baskı olduğundan Ortaköy faciası yok. Damat Berat Bey haberi dikkatimi çekti. Kendileri enerji bakanımız olmaları nedeniyle elektrik kesintilerinin nedenleri üzerinde çalışmalar yaparlarken bir gerçeği kamuoyuna sunmuşlar: Enerji nakil hatlarımıza ?siber saldırı? varmış bu nedenle elektrik kesintisi olmak zorundaymış. Siber saldırı! Yani yine de Damat Bey insaflı davranmış; uzaylılar saldırıyor deseydi. Ne yapardık? İnanırdık. İşte bu ?yaratılan gerçek? böyle bir şey: İnanılıyor.

Yıllar, yıllar önce bitişik komşumuzun ?kitle imha silahları? imal edip kitleleri imha etmeye hazırlandığı söylendi. İnandık. Sonra komşumuzun kitle imha silahlarını yok etmek için kitleleri imha ettiler.

Başımıza gelene bir bakın: Yıllardır inananlara zulmediliyor! Kemalizm Diktatörlüktür, kız çocuklarımızın başını bile örttürmüyorlar! Diyerek kendi gerçeklerini önce varoşlara sonra kent merkezlerine dayadılar kabul ettirdiler. Giderek yaşam biçimine sosyal yapıya kâfirliktir diyerek karşı çıkıp kendi yaşama biçimlerinin gerçekliğini kabul ettirmeye çalıştılar, büyük oranda başardılar da. Geçmişin şanlı fetih günlerinin özlemiyle sıkılmış çeneleri kasılmış yüzleriyle meydanlarda  ?seksen yıldır kabuğumuzda kaldık bu kabuk bize dar geliyor? diyerek kafamıza vururcasına kabul ettirdikleri gerçeklerin sonucunda çöllerde, dağlarda, kent merkezlerinde çocuklarımız katlediliyor, yine aynı yüzle ?Şehitlik Gerçekliği? devreye alınıyor ve mübarek ellerini öptürüyorlar.

Yıllardır bir noel-yılbaşı çatışması yaratılmaya çalışılıyordu. Her yıl aralık ayının başından başlayarak etkinlikler eylemler düzenleniyor ?Müslümanların noel kutlamayacağı gerçekliğini? kabul ettirmeye çalışıyorlardı. Bana kalırsa doğru söz ?Müslüman noel kutlamaz? peki neden kutlamaz? Yanıt sloganda var: Çünkü Müslüman! Bir ara bu iş şaka gibiydi, sanılıyordu ki yılbaşı geçer bu da geçer. Gerçek böyle algılanıyordu. Oysa amaç doğrudan yaşama biçiminin, yönetim biçiminin değiştirilmesiydi. Önce el altından güya belli edilmeden şimdilerde apaçık, Devleti yönetenler aracılığıyla destek gördükleri de bir gerçek. Alanlardaki kutlamalarda birden bire ortaya çıkan tacizcilerin salıverilmeleri sokaklarda özel kıyafetli reklam yapanlara pantolon yahut şort giyenlere, ?kopyacı? sanatçılara palalarla saldıranların hep sinir hastası çıkmaları rastlantı değil herhalde?   

 Şimdi yeni bir facia: Ortaköy Faciası?

Haberleri gazete başlıklarını dikkatle izleyin tıpkı o ünlü Casablanca filminin sonunda Fransız polis komiserinin dediği gibi ?olağan şüphelileri toplayın.?  Başı önünde beceriksizliği nedeniyle utanan bir sorumlu var mı? Yok. Her ne hal ise, olağan şüphelilerin de tümü kendilerinin dışında?

Ortaköy´e bu ?gerçeklerle? geldik.  

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51