İnanılacak gibi değil! Hani vardır ya; bazı tarihi yapılar coğrafi bölgeler Dünya Kültür mirası sayılırlar siz onların hep yaşayıp hep kalacaklarını sanırsınız. Bu tarihi yapıtlardan bazıları bir takım barbarlar tarafından bombalanıp; coğrafi bölgeler ve alanlar rant´a açılıp yok edilirler de; haber bültenlerinde baka kalırsınız içiniz sızlar, işte öyle bir kayıp içimiz sızladı? Toprakları bol olsun ve Dinlerince dinlensinler.
Bolşoy Balesi ile Kızılordu Korosu soğuk savaş döneminde iyice tahkim edilerek kalınlaştırılan Demirperde´nin seyrek aralıklarından batıya sızabilen iki ışık dilimi gibiydiler. O yıllarda bu iki efsaneden herhangi biri batı ülkelerinden birinde konser verdikleri, sahne aldıkları vakit insanların içi umutla titreşirdi. Dünya iki kutupluydu ve kutuplar arasında gerginlik olağanüstü sevilerdeydi. Batılı kamu oyu Sovyet saldırısı endişesiyle Doğu Bloku ?Halkları? ise emperyalist saldırılardan korkardı. Anlatıldığına göre ABD de her evin bahçesinde bir sığınak yapımı hararetle tavsiye ediliyordu. İş Türkiye´de başka boyuttaydı: Anlamsız fakat inanılmaz bir sağ sol kavgasında saçma sapan kahramanlıklar yaşanıyordu? İşte böyle bir dünyada, Kızılordu Korosu ya da Bolşoy Balesi ABD´de, haberi inanılmayacak bir rahatlama yaratırdı? Hollywood, Demirperdeden kaçış ve sığınma konularına esaslı bir yatırım alanı olarak yaklaşmış ve bu gerginlikten oldukça heyecanlı casus hikayeleri çıkarmıştı. Çok da iyi niyetli filimler değildi bunlar. Bazıları özellikle gerginliği kışkırtmak için çevriliyordu. Gerginlik ise batıda yani kapitalist dünyada bir çok alanda canlılık ve bol kazanç; Doğuda yani komünist dünyada emekçilerin daha çok ezilmeleri özgürlüklerin daha fazla kısıtlanması için bir fırsat sağlıyordu. Zaten Dünya on yıl arayla yaşadığı iki büyük savaştan yeterince yorgun ve sıkıntılıydı.
Artık neredeyse 25-30 yıldır SSCB yok. Yerine önce Sadece Rusya şimdi Rusya federasyonu denilen bir devletler topluluğu kuruldu. Yani artık o coğrafyada Kızılordu diye bir ordu yok! İşte bu efsane koronun ve orkestranın önemini bu konumu daha da duygusal ve bir çeşit özlemli duruma getiriyor. Sıradan eski Sovyet vatandaşları için yakın geçmişe duydukları özlemi taşıyordu ve yeni kuşaklara belki de otoriterizmin havasını taşıyordu. Kızılordu Korosuyla Bolşoy Balesinin benzerlikleri yalnız Dünya barışına katkılarıyla kalmıyor. Nasıl Kızılordu Korosu Komünist geçmişten izler taşıyor ve bazı özlemleri gideriyorduysa; Bolşoy Balesi de o yıllarda bir başka yok olmak üzere olan kuşağa, Çarlık dönemi Rusya´sının özlemini çeken veya özleyen kuşağına geçmişin pırıltılı ve görkemli günlerini anımsatıyordu?
Kesinlikle farkında olduğunuzu sanıyorum: Ne Bolşevikler, Burjuva kültürü saldırganlığıyla Bolşoy Balesini, Ne de Rus Oligarklar Komünist Kültürü diyerek Kızılordu Korosunu yok etmek veya yasaklatmak için saldırmamışlar?
Neden acep?
