Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


HALEP GELİŞMELERİYLE GELİNEN DURUM


 Halep´te yaşanan gelişmeler büyük bir hızla ilerlerken, yapılan söylemler zihinleri bulandırıyor. Yurt dışı medyanın bir bölümü ve Suriye´nin halen uluslararası kabul görerek, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen meşru Hükümeti, Halep´in teröristlerden temizlendiğini iddia ederken, yine bir kısım ulusal ve yurt dışı medyada yer alan haberlerde ise Halep´in düştüğü ve katliam yapıldığı haberleri yer alıyor. Üstelik çok dramatik, insanlık dışı görüntüler ekranlarda ve sosyal medyada geçmeye devam ederken, ilginç olan, o korkunç şartlarda bir çocuğun dahi sosyal medya aracılığı ile Dünyaya bilgi vermeye çalışması. Yıkılmış, yanmış, viran olmuş, yoğun bombardıman altında olan bir şehirde elektrik, su, gıda ve diğer yaşam unsurları neredeyse yokken, internetin çalışıyor olması ve sıradan bir aile tarafından kolaylıkla erişilebilmesi düşündürücü.

Bu gelişmeler, eski savaş görüntülerinin hafızalarda canlanmasına neden oluyor. Körfez harbinde, elinde bir av tüfeği ile bir taarruz helikopterinin enkazı önünde ve onu düşürmenin gururuyla poz veren ihtiyar köylü örneğinde olduğu gibi, Irak Hükümetinin yapmış olduğu enformasyon çalışmaları benzeri faaliyetler, Halep´te de, güç odaklarının teknolojik imkânlarıyla, çok daha kapsamlı, detaylarla dolu ve muazzam bir şekilde devam ediyor. Bölgedeki her unsur, kendi çapında yoğun bir propaganda faaliyeti yürütüyor.

Bu realite, oradaki insanların yaşadıkları sıkıntıları ortadan kaldırmaz. Savaş çok kötüdür ve ne maksatla olursa olsun insanlık dramlarını, insan hakları ihlallerini de peşinden getirir. Üstelik savaşan taraflar ne kadar uluslararası kurallara riayet etseler de, ortamın psikolojisinde, müstakil, anlık gelişmelerle sahadaki unsurlar, çoğu kez bireysel hareket tarzlarıyla, zaman zaman kontrol dışına çıkarak, istenmeyen gelişmelere yol açabilir.

Halep´te ilk mermi 2012´de atılırken, o dönemde yaşananlar da şimdi yansıyan görüntülerde olduğu gibi korkunçtu. Halen terör örgütü olarak kabul edilebilen El Nusra (şimdiki Feth El Şam), normal hayatına devam etmeye çalışan Halep halkına ve şimdi rejim kuvvetleri olarak anılan Suriye askerlerine vahşet uygulamalarıyla dikkat çekerken, 2014´te Halep´te görülen DAEŞ (IŞİD) terörü, korkunç şiddeti yoğunlaştırdı. Suriye´de gelişen olaylarda, dönemin meşru hükümeti başından itibaren, ülkesinin bekasına yönelik terörle mücadele ettiğini defaten açıkladı. Ancak dönemin konjonktüründe güç odaklarının planlamaları gereği, ortamın müdahaleye hazır hale gelmesi için, rejimin terörist kabul ettiği unsurların özgürlük savaşçısı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, bu duruma yeterince ses çıkarılmadı. Bu gün, her iki tarafın da yaptıklarının acısını, sıkıntısını,  sahada, çocuklar başta olmak üzere masum insanlar çekiyor ve bölgesel bir travma gelişerek, demografik yapının geleceğine, Vietnam sendromu benzeri bir damga vuruyor. Bu yaşananlar sonuçlarıyla kin, nefret, düşmanlık tohumlarını da bölge gelenekleriyle kan davaları halinde, doğrudan geleceğe aktarıyor.

Günümüzde yaşanan gelişmelerde de BM nezdinde meşru Suriye Hükümeti, Rusya ve İran desteğiyle Halep´i tamamen ele geçirerek, Suriye´nin bütünlüğü konusunda önemli başarı sağlamışken, YPG/PYD´nin, olayların başlangıcında Suriye Hükümeti ile özerklik karşılığı yaptığı anlaşmaya, ABD´nin kaçınılmaz müdahalesiyle uymaması ve Musul-Kerkük bölgesinden Doğu Akdeniz´e uzanması planlanan enerji (PKK-YPG/PYD) koridorunda, kullanılabilir unsur olarak görülmesiyle elde ettiğini düşündüğü avantajla, KCK kapsamında bağımsız devlet olma ütopyasıyla yaptığı eylemler ve demografik dönüşümle de facto durum oluşturma çabaları, Suriye´nin toprak bütünlüğündeki ilk önemli engeli oluşturdu.

Günümüz konjonktüründe Suriye, Halep´teki gelişmeler ve Türkiye´nin de müdahalesiyle, şu anda de facto olarak dört parça halinde. IŞİD kontrolünde olan bölgenin, Rakka ile Deyrizor dışında çöl olmasıyla önem arz etmemesi ve terörle mücadelenin devamıyla Rakka ile Deyrizor´un da terörden kurtarılmasıyla, bu ülkenin üç parça konumuna dönüşeceğini öngörmek yanlış olmaz. Türkiye, önümüzdeki süreçte ÖSO ile elinde bulundurduğu araziyi, Suriye´nin bütünlüğü kapsamında ve kendi bekasının da garantisi olarak Suriye rejimine devrederse, bölünme iki parça halinde olacak görünüyor. Ancak, Türkiye´nin böyle bir gelişmeye imza atması için, Esad´ın bir şekilde yönetimden çekilmesi gerekiyor.  Esad yönetimden çekilir ve demokratik bir yönetim sağlanabilirse, ÖSO´nun da mücadelesi için bir neden kalmayacağından, yapılacak anlaşmalarla, Suriye bütünlüğünün, kuzeyinde bir özerk bölgeyle sağlanabilme ihtimali halen mevcut. Ancak, Halep´ten çıkan muhaliflerin intikal ettiği İdlip bölgesinde, oluşturabileceği yeni yapılanmalarla ortaya çıkacak yeni dengelerin izleyeceği strateji de önemli yerini koruyor ve her şey sınırlı da olsa yeniden şekillenebilir.

Türkiye, bölgeye fiili müdahalesinde, Fırat Kalkanı Operasyonuna kadar beklemeyip, en azından vatandaşlarının akrabalık bağları söylemiyle, Kobani olayları gelişirken fiilen müdahale etse ve Şah Fırat Operasyonunu, türbeyi hemen sınırı ötesine, güvenli olduğunu düşündüğü bölgeye taşımaktansa, türbenin bulunduğu yerde güvenliğini tesis etmek için, belirli bir bölgeyi elinde bulundurmak ve Fırat boyunca güvenli bir koridor oluşturmak maksadıyla yapmış olsaydı, bu gün gelinen durumda, Suriye´nin bütünlüğüyle, Türkiye´nin bekası daha rahat korunabilirdi.

Halep´teki gelişmeyle, Suriye şu anda üçe bölünmüş bir görüntü aldı ve Rusya, Doğu Akdeniz´e inme politikalarında başarılı olarak burada varlığını garantilerken, ABD´de Suriye kuzeyinde kurduğu üslerle, bölgede kalıcılığını ve planlarına uygun hedeflerini gözetmeyi sürdüreceğini gösterdi. Bu durumda Türkiye, konumuyla daha da stratejik bir önem kazandı. Çünkü ABD, oluşturmaya çalıştığı enerji koridorunu, Rusya hâkimiyetindeki bölgeden zaten Akdeniz´e ulaştıramayacağından, esasen başından beri öngörülmesi gereken, hattın uzanımında kalan Hatay bölgesi için, önemli bir tehdit algısı ortaya çıktı. 

Gelinen konjonktürde, Türkiye´nin, bölgesel gelişmelere yönelik alacağı kararlarda, kesinlikle hata yapma lüksü kalmadı.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00