Bölgede, güç dengeleri arasındaki büyük mücadele tüm şiddetiyle devam ederken, ABD yine bir hamle yaparak, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak isimlendirilen yapılanmayla, IŞİD´in kalesi gibi gösterilen Rakka´ya operasyon başlattı. Bu operasyon içinde ağırlıklı olarak YPG/PYD de olduğu halde başarıya ulaşarak, IŞİD´in bölgeden uzaklaştırılmasını veya Musul operasyonu ile birlikte devam eden süreçte ortadan kaldırılmasını sağlayabilir mi tartışılır. Başlatılan Rakka operasyonu, ABD´nin yoğun silah, mühimmat, teknik ve hava desteğiyle gelişse bile, bu kuvvetlerle kesin başarı sağlaması mümkün değilmiş gibi görünse de gelişmeler şaşırtabilir.
Türkiye´nin, sürekli yaptığı üst düzey açıklamalarla, Rakka´ya birlikte operasyon yapma isteğini ABD´ye iletmesine ve yapılan tüm görüşmelere rağmen, ABD, kendi Başkanlık seçimlerine 48 saat kala yaptığı operasyonla, yine Türkiye´yi yolda bıraktı ve üstelik önemli mesajlarla birlikte.
Türkiye´nin, kırmızı çizgileriyle yola çıkarak, Suriye´nin bütünlüğü, Sınırlarının güvenliği gibi nedenlerle Cerablus üzerinden başlattığı operasyona Fırat Kalkanı adını vermesi ne kadar anlamlı bir mesajsa, ABD´nin SDG ile başlattığı Rakka operasyona Fırat´ın Gazabı adını vermesi de karşılık olarak çok önemli bir mesaj. ABD, bölgede yapmayı hedeflediği her düzenlemeyi, herkese ve her şeye rağmen yapmaya kararlı olduğunu ve bunun önüne kimsenin geçemeyeceğini bir kez daha ortaya koydu. Ayrıca kendi seçimlerinden 48 saat önce böyle bir hareket tarzıyla, ABD´nin ulusal çıkarlarına yönelik politikalarının değişken olmadığını ve ülke yönetiminde kim olursa olsun, yapılan planlamaların aksamaksızın devam edeceğini de bir kez daha netleştirdi. Başka bir açıdan bakılınca da Türkiye´nin tüm tepkiselliğine rağmen, YPG/PYD oluşumunu bu operasyonda kullanmasıyla, her ne kadar PKK´yı terör örgütü olarak kabul etse de yeniden şekillenecek bölgede, yakın gelecekte, PKK´nın uzantısı olduğu çok açık görülen YPG/PYD oluşumuyla, Türkiye güneyinde, sınırların hemen ötesinde yeni bir oluşumu ortaya koyma kararlılığı da net olarak görülüyor. Bu bağlamda, Rakka operasyonu sürecinde IŞİD´in, daha önce birçok kez YPG/PYD önünde yaptığı hareket tarzına benzer bir uygulamayı burada da yaparak bölgeyi boşaltmasıyla, YPG/PYD bir kez daha uluslar arası meşruiyet kazanabilecek konuma gelecek. Küresel gelişmeleri bütünlük içerisinde okuduğunuzda, Belçika mahkemelerinin PKK´yı terör örgütü olarak kabul etmeyerek, yaptığı eylemleri silahlı mücadele kapsamında değerlendirmesini, bu yönde bir başlangıç olarak değerlendirmek mümkün.
Bu gelişmeler devam ederken, Rusya´dan gelen bir açıklama dikkat çekici. Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı´nın resmi düşünce kuruluşu olan, Rusya Stratejik Çalışmalar Enstitüsü (RISS) Başkanı Leonid Reşetnikov, Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili olarak, İncirlik´te bulunan ABD askerlerinin bu olayın gelişimine katıldıklarını söyledi. Bu yönde şüpheler vardı ve FETÖ´nün yapmaya çalıştığı darbe girişiminin ardından bu konu gündeme gelmişti.
Görülen o ki ABD tüm kozlarını oynayarak Türkiye´yi, bölgesel kurgulanan oyunun dışında tutmak için elinden geleni yapıyor ve yapmaya devam edecek. BOP kapsamında yapılmak istenen bölgesel yeniden şekillenmede, Türkiye üzerinde de önemli planları var ve bu planlamalar Büyük İsrail Stratejisinin gelişiminde vazgeçilmez hedefleri teşkil ediyor.
Gelinen konjonktürde, Türkiye´nin halen yaptığı üst düzey söylemlerinde, iç ve dış siyaseti ayıramamasının önemli sıkıntısı yaşanıyor. Lozan´la başlayıp Misak-ı Milli ile devam eden söylemlerin, dışarıdan algısının emperyalist görüş açısıyla değerlendirilerek, Türkiye´nin, zaten sıkıntılı konumuyla yalnızlığa sürüklenerek, oyun dışında bırakıldığı bölgesel gelişmelerde, daha yalnızlaşacağını öngörmek hata olmaz. İç siyasette yaşanan baş döndürücü gelişmelerle yapılmak istenen tam olarak anlaşılamamışken, bu kafa karışıklılığında, küresel güç odaklarının da boş durmayıp, kendi hedeflerine yönelik maksatlarını gerçekleştirmek için her yöntemi deneyeceğini, gözden kaçırmamak gerekir. İç siyaset ve dış siyaset enstrümanlarının bir an önce ayrılması ve etkin bir dış siyaset, özellikle bölgesel bir dış siyaset stratejisinin sağlam temellerle belirlenerek, vakit kaybetmeksizin sahada uygulanması lazım.
Türkiye, bölgesel gelişmelerde, Fırat Kalkanı Operasyonuna ve Haşdi Vatani´yle Başika´daki varlığına rağmen oyun dışında kabul edilebilir mi?
Basit bir örnek: Mahalle arasında büyükler top oynarken, oyuna girmek isteyip sürekli itiraz eden, rahatsızlık veren yaşça daha küçük olanların önüne bir top vererek oyalanmasını sağlar ve kendi oyunlarını rahatlıkla oynarlar.
