Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


CUMHURİYETİN DÖNÜM NOKTALARI (6)


12 Eylül 1980´de askerin yönetime el koymasıyla, Hükümet ve Meclisin feshiyle birlikte siyasi liderlerin tamamı gözaltına alınarak, Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel Hamzakoy/Gelibolu, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş Uzunada/İzmir´de, askeri sosyal tesislerde alıkonuldu.

TSK´nın yönetime el koymasıyla birlikte, ülkede yaşanan anarşi bir anda durdu. Bu ani duruşla ilgili birçok farklı yorum, değerlendirme olsa da yönetime el koyanlar, zaman içinde bu konuda yaptıkları açıklamalarda, Devlet kurumları içinde de örgütlenmiş olan grupların bir anda iletişimlerinin kesildiğini, panik halinde dağıldıklarını ve sıkıyönetim komutanlıklarının tam yetkiyle, zaten mülki amirliklerin elinde bulunduğu belirlenen listelerle, ilgilileri kolaylıkla yakaladığını belirtti. Bu söylem doğruydu ancak eksikti. Müdahale öncesi yapılan dış geziler ve alınan destek, zaman içinde sürekli tartışıldı.

Sonradan yapılan açıklamalarla, tarafsız bir müdahale yapıldığının gösterilmesi adına olduğu söylenen uygulamayla, hem sağ hem de sol görüşlüler ayrım yapmaksızın tutuklanıyordu. Yapılan yargılamalar sonrasında idam kararları da alınarak uygulandı. 09 Eylül 1980´den itibaren başlayan idamlar için, Devlet Başkanı Kenan Evren, idamlarla ilgili olarak, 1984´te yaptığı Muş gezisinde, ?Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini, ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?? dedi. Bu sözler yıllarca, ?asmayalım da besleyelim mi? olarak dillerde yer etti.

650.000 kişinin tutuklandığı, 1.683.000 kişinin fişlendiği ve 50 kişinin idam edildiği 1980-1984 arasında, cezaevlerinde yaşanan işkence olaylarının da önü kesilemedi.

Bu süreçte, 24 Ocak kararlarının getirdiği faiz imkânlarıyla oluşan bankerlik sistemi çökünce, banker mağduru olan binlerce insan ortaya çıktı.

6 Kasım 1981´de, günümüzde de tartışmaları yoğun olarak devam eden, Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) kurularak, akademik kadrolar, dolayısıyla tüm üniversiteler kontrol altına alındı.

21 Eylül 1980´de, Başbakan olarak atanan Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Bülent Ulusu´nun Hükümeti, 13 Aralık 1983´e kadar iktidarda kaldı.

Yeniden hazırlanan Anayasa, 7 Kasım 1982´de yapılan referandumla, %91,37 oyla kabul edildi ve Kenan Evren Cumhurbaşkanı oldu. 6 Kasım 1983´te yeniden demokrasiye dönüş yolunda yapılan seçimleri Anavatan Partisi kazandı ve Turgut Özal Başbakan oldu. Bu seçimlere, 12 Eylül öncesi siyasi partilerinin katılmasına müsaade edilmedi ve her siyasi yapı yeni teşkilatlanmalarla, yeniden siyasi ortama dönüş hazırlıklarına başladı. Yeni siyasi ortamda, yasaklı liderler dışında değişen tek şey, siyasi oluşumların isimleriydi. Siyasi yasaklar, 6 Eylül 1987´de yapılan halkoylamasına kadar devam etti ve oylama sonucunda yasaklar kaldırılınca, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Süleyman Demirel yeniden siyasete dönüş yaptı. Aslında bu süreçte siyasetten hiç kopmamış, kurulan yeni partilerde gizli lider konumunda olmuşlardı.

Ülkede bu süreç ve gelişmeler devam ederken, Polonya´da, 14 Ağustos 1980´de Lenin Tersanelerinde başlayan gösteriler, 31 Ağustosta, işçilere özgür ve bağımsız sendika kurma hakkıyla sonuçlandı. Mücadelenin lideri Lech Walesa, bu süreçle, 1990´da Polonya Cumhurbaşkanı oldu.

22 Eylül 1980´de, Irak ordusunun sınırı geçmesiyle, 20 Ağustos 1988´e kadar sürecek olan İran-Irak savaşı başladı. Türkiye, yanı başında devam eden bu savaşa, hiçbir şekilde taraf olmayarak, iki ülke ile de tüm ilişkilerini sürdürürken, ticaretine de devam etti. Uygulanan siyaset önemli bir tarafsızlık duruşuyla, Türkiye´nin bölgesel rolünde, etkinliğinin devamını sağladı.

Türkiye´de kurgulanan siyasi gelişmeler devam ederken, küresel mücadele de olanca hızı ve acımasızlığıyla devam ediyordu. Soğuk savaş, ülkelerin içişlerine müdahaleyle ve yönelimleri dikkate alınarak, Üçüncü Dünya Ülkelerini güçten düşürme çalışmalarıyla, zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanarak tüm acımasızlığıyla sürüyor ve masumların kanı çekinmeksizin akıtılabiliyordu.

İran-Irak savaşının ve Afganistan´da Sovyet işgalinin bitmesi gerekiyordu. Çünkü küresel alanda gerilemeye başlayan SSCB adına, Kanada´da, kısa süre sonra dengelerin değişmesine yol açacak bir adam, ekonomi üzerine eğitim ve araştırmalarına devam ediyordu: Mihail Gorbaçov. 1979´dan itibaren, Leonid Brejnev tarafından önerilen ekonomik ve siyasi sistemi yeniden yapılandırma ve reform hareketi (Perestroika), Gorbaçov başkanlığında, 1985´den itibaren Glastnost politikaları olarak adlandırılan ekonomik politikaların uygulanmasıyla, 1991´de, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla son buldu; ABD´nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)´nin başlaması gerekiyordu.

BOP kapsamında, Türkiye´de, yeni gelişmelere açık yapılan planlara uygun olarak, 1974´te Abdullah Öcalan tarafından kurulan ve 1978´e kadar Apocular olarak bilinen acımasız bir örgüt, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu´da, kırsalda teşkilatlanıp güç kazanmasıyla, ülkenin günümüze kadarki süreçte her gelişmesini engellemeye çalışacak ve kuruluş ideolojisiyle, ülkeyi bölme maksadıyla, her türlü yasa dışı faaliyete, cinayetlere ve katliamlara imza atacaktı. Örgüt, 1978´de PKK [(Partiya Karkeren Kurdistane)(Kürdistan İşçi Partisi)] adını aldı. Yıllar içerisinde, çeşitli eklentilerle isim değişikliğine gittiyse de PKK ismi hep kullanıldı. Örgüt, ilk kapsamlı eylemini 15 Ağustos 1984´te Eruh/Siirt ve Şemdinli/Hakkâri´ye yaptı. 1984-1990 arası eylemlerini giderek artırdı. Etkin bir mücadele politikası belirlenemediğinden, örgüt,  1990´ların ortalarına kadar, ?birkaç çapulcu?, ?eşkıya? gibi tabirlerle anılsa da bölge halkından zorla da olsa aldığı yardımlar ve güçlü dış destekle, ayakta durmaya devam etti. O yıllarda analistlerce farklı değerlendirilse de ülkenin geleceğine yönelik planların ipuçları basında yer almaya başladı ve Abdullah Öcalan için, Güney Afrika´da mücadele veren Mandela örneği dile getirilmeye başlandı. Cumhuriyetin dönüm noktalarından biri daha gerçekleşiyordu. (Devam edecek)

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22