Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


CUMHURİYETİN DÖNÜM NOKTALARI (7)


PKK terörü, Türkiye´nin gelişimine, bölgesel jeopolitikteki ve küresel yapılanmadaki yerine, olumlu ve olumsuz yönde katkılarda bulundu. Terörün olumlu yanı mı olur? Elbette olmaz diye düşünürken, TSK´nın, uzun yıllar savaş tecrübesinden uzaklaşarak, bölgesinde önemli bir güç olduğu iddiasını ortaya atarken bu gücün ağırlıklı olarak sayıya, eğitim ve disipline bağlı olduğu görülerek, modernizasyonda gerilerde olduğu anlaşıldı. Arazi şartlarında kullanılacak taktik araçlar, ikinci dünya savaşından kalma ya da Marshall yardımlarıyla gelen, savaş görmüş eski nesil araçlardı. Bir kısmı da Alman yardımı olarak gönderilen araçlardı ki arazide taktik kullanımında sorunlar yaşanıyordu. Helikopter konusunda sıkıntı vardı. Çünkü halen, ABD´nin Vietnam´da kullandığı helikopterler kullanıyordu. UH-19D modeli helikopter, ABD yardımı olarak 1958´de envantere girmişti. Ortaya çıkan durum vahimdi. Az sayıda komando birliği dışında kalan kara kuvvetleri birlikleri, mükellefiyet esasıyla asker alma yapıldığından, dönemler halinde silahaltına alınıp, dönemler halinde terhis ediliyor ve bu durum, bir anda gelen tecrübesiz askerle, mücadelede zafiyet yaratıyordu. Yeterli miktarda gece görüş sistemi mevcut değildi ve bu maksatla tankların termal kameraları veya TOW gibi silahların termal görüşleri kullanılarak, açık giderilmeye çalışılıyordu. GPS cihazları yoktu. Birliklerin kullandığı haberleşme araçlarının bataryalarında sorunlar yaşanıyordu. 

Kıbrıs harekâtı sonrası açılmış olan askeri teknolojiye yönelik tesislere ek olarak çalışmalar başladı ve Skorsky tipi genel maksat, Kobra ve Süper Kobra tipi taarruz, Cougar tipi genel maksat helikopterleri temin edilerek, envantere alındı. ABD yapımı ve Alman yardımı genel maksat araçları envanter dışına itilerek, yerine, yeni ve taktik kullanıma elverişli araçları geldi ve ülkede üretimlerine başlandı. Tuzla/İstanbul´da T model jeepler, farklı kullanım maksatlarına yönelik üretilmeye başlandı. Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) üretilmeye başlandı. Silah fabrikasında yerli havan silahları üretimine geçildi ki bunları artırabiliriz. Ayrıca, uzman erbaş istihdamı ile bir nebze de olsa profesyonellik yolunda adım atıldı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI), 1987´den itibaren  F-16 savaş uçaklarını, montaj da olsa üretmeye başladı ve ASELSAN ile TUBİTAK katkılarıyla harp silah ve araçlarının modernizasyonunda millileşme başladı. TSK, muharebe açıklarını, eksiklerini tespit ederek bu yönde yatırımlarla bölgesel güç olma yarışından vazgeçmedi. TSK, gece muharebelerinde, gayri nizami harpte, hızlı ve acımasız sürecin verdiği tecrübeyle, Dünyada en önemli otorite haline geldi ve uçar birlik harekâtını alay seviyesinde gerçekleştirebilecek, eğitim ve donanıma ulaştı. Bu gelişmeler doğal olarak küresel güç odaklarının dikkatini çekiyor ve bölgesel hedeflerine yönelik muhtemelen tedbirlerini geliştiriyorlardı.

Ancak, ülke neredeyse ekonomik gücünün önemli bir kısmını terörle mücadeleye ayırdığından, gelişme hızı yavaşlıyor, belirli bölgelere ve iş kollarına yatırımlar yapılamıyor, ülkenin bir kısmında eğitim aksıyor ve halk, istemese de yaşanan kayıplarla, etnik bölünmeye sürüklenme aşamasına yaklaşıyordu.

Türkiye, bu gelişmelerin dışında tüm gücünü, terörle mücadele yönünde kullanmaya başladığında, ülkede artık yeni bir döneme girişin de hazırlıkları yapılıyordu. 1959´da AET´ye üyelik başvurusu yapan Türkiye, 12 Eylül 1963´de, Ankara Antlaşmasıyla üyeliğe kabul süreci başladığı halde, 1987´de, Avrupa Birliğine tam üyelik başvurusuyla, yeni bir dönüm noktası başlatırken, aynı zamanlamalarla, ülkede türban tartışmaları da başlatıldı. Bu gelişmeler karşısında Türkiye´nin, önünü görerek, geleceğe yönelik etkin planlamalarla siyasete yön vermesi gerekirken, bu tarihlerden itibaren, ülkede kutuplaşma giderek artmaya başladı.

Ortaya konulmaya çalışılan senaryolarla, ülkede Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Seküler-Dindar ki bu konuda kavramlar karıştırılarak Laik- Dindar ayrımcılığına yönelik girişimler ve hızla artan bir ivmeyle kutuplaşma başladı.

Bu dönemde, Dünyada jeopolitik sürekli yeni şekiller almaya devam ediyor ve SSCB rejimi giderek gerileyip, meydanı ABD egemenliğine doğru terk ediyordu. Komünizm artık kaybetmeye, kapitalizmle beslenen emperyalist güçler hâkimiyetini artırmaya başlamıştı. Bu kapsamda, İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanya Federal Cumhuriyeti ve Alman Demokratik Cumhuriyeti olarak bölünen Almanya, 3 Ekim 1990´da, Almanya Federal Cumhuriyeti adı altında birleşti. Soğuk savaş döneminde, SSCB tarafından yaptırılmış olan Berlin Duvarının yıkılması değişimin simgesi oldu.

Gelişen süreçte Yeni Dünya Düzeninin temelleri atılmaya başlanarak, Dünya üzerindeki sınırların daha rahat etki altına alınarak kullanılması yönünde gelişmeler de başladı. Ülkelerin parçalanması ve küçük devletlerin kurulmasıyla, küresel oyun kurucuların tam kontrolünün sağlanması planlanıyordu. 

Aralık 1987´de, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti´nde Slobodan Miloşeviç´in, darbeyle Sırp Komünist Partisinin başına geçmesiyle, Avrupa´nın 4´ncü büyük ordusu olan Yugoslavya Federal Ordusu, Sırpların kontrolüne geçti. Ayrılıkçı gelişmelerle, Haziran 1991´de iç savaş başladı ve NATO, 30 Ağustos 1995´te, Sırp hedeflerine hava harekâtına başladı. İç savaş tüm acımasızlığı ve acımasızca işlenen insanlık suçlarıyla, 14 Aralık 1994´e kadar devam etti.

Bu arada, 1991´de dağılan SSCB ulusları, birer birer bağımsızlıklarını ilan ederek, yeni ve küçük devletler kuruyordu. Dünyada oluşan yeni akımlarla, Doğu Avrupa, Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya´nın batısı yeniden şekillenmeye başladı. Bu fikir akımlarını kullanan kapitalizm düşünce yapısındaki emperyalist güçlerin, Türkiye´deki etnik dağılımı, bir şekilde kaşımayacağını düşünmek, büyük bir hata olacaktı.

2 Ağustos 1990´da, Irak, Kuveyt´i işgal etmeye başladı. Irak´ın Kuveyt´i işgali, başlangıçta bölgesel çıkarlara yönelik bir gelişme gibi değerlendirilse de 1950´lerden itibaren SSCB ile iyi ilişkiler içerisinde olan Irak´ı, 17 Ağustos 1991´de Çöl Fırtınası Operasyonu adıyla yapılan karşı taarruzla vuran ABD kuvvetleri komutanı, Çöl Ayısı lakaplı General Norman Schwarzkopf, sonradan yaptığı bir açıklamada, bu harekâtın senaryosunu akademi yıllarında çalıştığını söyleyince, durumun farklı ve yıllara dayalı bir ABD planlamasının parçası olduğu ortaya çıktı. ABD, bir yandan Rusya´yı çeviriyor bir yandan da SSCB´den kopan ülkeleri de dâhil ettiği, BOP Projesini uyguluyordu. ABD´nin aynı zamanda, SSCB´nin işgali ardından istediği yönde şekillenen Afganistan´la ilgili planları vardı. ABD, suyollarını, su kaynaklarını da petrol alanlarıyla birlikte kontrol altına alarak, küresel ısınmayla birlikte değişecek ve kısalacak olan yeni Dünya ticaret yollarını hesaplayarak, küresel güç olmaya devam etmek istiyordu.

Bu yıllarda hiçbir uluslararası fikri mülkiyet antlaşmasına imza atmayan Çin, bu sayede taklide yönelik geliştirdiği teknolojiyle, ordusunu, personel sayısına dayalı bir güç olmaktan çıkarmaya çalıştığı gibi, ekonomik olarak da güçlenmek ve küresel dengede yerini almak için mücadele veriyordu.     Üstelik ekonomisini ABD Doları üzerine dayandırarak yaptıkları, ABD´nin dikkatini çekmişti.

Türkiye´nin AB yolunda verdiği mücadele, terörle mücadelede karşısına sorunlar çıkarmaya başladı.15 Ekim 1987´de imzaya açılan AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, terör örgütü ve yandaşlarının işine geliyordu. Zaman zaman terör bölgesine gelen AB bürokratları, sorunlar yaratmaya başladı.

1964´te ömür boyu hapse mahkûm edilen Nelson Mandela´nın, Türkiye´deki terör bağlantılı gelişmelerde örnek gibi gösterilmesi geleceğe yönelik bir algı operasyonun ilk aşamalarındandı. Mandela´nın, 1990´da serbest kalarak, 1994´te Devlet Başkanı olması da döneminde sıkça gündeme getirilen örnek olarak, terörle mücadelede psikolojik sıkıntılar yarattı.

SSCB´yi oluşturan ülkeler, 1990´dan itibaren bağımsızlıklarını ilan etmeye başladı ve SSCB Macaristan´da bulunan birliklerini geri çekti.

Bu dönemde, aslında çok etkin ve dengeli bir siyasetle kolaylıkla çözülebilecek olan türban meselesi de ülke gündeminde giderek, yerini artırmaya başladı. (Devam edecek)

Can UĞURATEŞ

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92