Menbic yakınlarında manevra yapan tanklarımızdan ikisinin vurulması, şehit ve yaralılar olması, doğal olarak canımızı yaktı. Savaş durumunda, operasyonel görevlerde zayiat verilmesi normaldir ve muharebe planlanırken yapılan değerlendirmelerde, muhtemel zayiat miktarı da göz önüne alınır. Ancak, her operasyonel görevde, ateş ve manevra planlanırken, mümkün olduğunca, görev kuvvetine dâhil edilen taktik birliklerin, birbirlerinin zayıf taraflarını, açıklarını kapatacak şekilde tertiplenerek harekâta başlanmasına özellikle dikkat edilir. Suriye´de olduğu gibi özel harekât tarzları gerektiren görevlerde, koordinasyonun önemi ön plana çıkar.
Gayri nizami harpte, tankların kullanılması oldukça kritikleşir ve piyade işbirliği olmaksızın tankların hareket tarzları kısıtlanarak, her ne kadar üzerlerinde aktif ve pasif savunma sistemleri olsa da tanklar, tank avcılığına karşı tamamen hassaslaşır. Bu nedenle, özellikle şu anda devam eden harekâttaki gibi arazi yapılarında, işbirliği önem kazanır.
Neden bu kadar detaya girdik? Çünkü halk, Fırat Kalkanı Operasyonundaki gelişmeleri titizlikle takip ederken, medyada, her zaman olduğu gibi herkes, doğru/yanlış yorumlar yapıyor. Son olayda da Tankların, sanki arazide tek başına başıboş terörist arıyormuş gibi bir algıyla, TSK´nın başarısı perdeleniyor.
Tanklar, arazide ve böyle bir operasyonda tek olarak kullanılmayacağından ve mutlaka yanlarında korunma maksatlı Piyade Unsurları, gerektiğinde uçakları yönlendirmek için İleri Hava Kontrolörü (İHK), uzun menzilli, görmeyerek atış yapan silahlar için Topçu İleri Gözetleyici, mayın temizliği ve engellerin geçilmesi için İstihkam Unsurları ve Tanksavar Ateş Destek Unsurları bulunacağından, Suriye´de gelişen vahim olay sırasında, tanksavar atışı yapılan YPG/PYD mevzilerine, kesinlikle ve şiddetle karşılık verilmiş olması gerekir, verilmiştir de. Ayrıca, terör unsurlarıyla vur-kaç yapmak düz arazide oldukça zor olduğundan, terör örgütü düzenli ordu karşısında yenilmeye, zayiat vermeye ve geri çekilmeye mahkumdur.
Bu noktada, harekâtın gelişmesi ve devamlılığıyla birlikte, ortaya enformasyonun önemi ve gerekliliği çıkıyor. Gayri nizami harpte ve özellikle bölgede yaşanan muharebe ortamında, iletişimin önemi ve etkisiyle, düzenli ve güçlü ordu karşısında doğal olarak asimetrik savaş tekniklerini uygulayacak olan bölgedeki etkin güçlerin, sosyal medyanın da muhteşem gücüyle yapacağı dejenerasyona yönelik propagandaya, ancak, etkin bir enformasyon yapılanmasıyla cevap verilerek, psikolojik üstünlük sağlanabilir.
Savaş durumunda, halkın her şeyi bilmesi diye bir durum söz konusu olamaz ve böyle bir yönelim, istihbari zafiyetlerle, karşıt kuvvetlerin zamanında etkin tedbirlerle zayiat verdirmesine, hatta kesin başarısızlıklara yol açar. Ancak, günümüz iletişim teknolojisiyle, evde otururken ekranlardan savaşı izleyen kitlelerin, meydana gelen olayları aynı anda takip ettikleri sosyal medyadan, yanlı bilgilendirmelerle öğrenerek vereceği tepki de doğal olarak moral motivasyonu olumsuz etkiler.
TSK´nın, Cerablus üzerinden başlayan ve devam eden, ÖSO birlikleriyle birlikte yürüttüğü, ateş ve teknik destek ağırlıklı operasyonunda, bu güne kadar, varsa ki olduğu söyleniyor, ele geçirilen terör örgütü elemanlarının, görüntülerinin medyaya servis edilmesiyle, doğal olarak halk üzerinde güçlü, olumlu psikolojik bir etki ve aynı görüntüleri izleyen karşıt güçlerde de psikolojik çöküntüyle, moral ve motivasyonun olumsuz etkilenmesi sağlanarak, psikolojik üstünlük elde edilecektir.
Herkes, ancak bilmesi gerektiği kadarını bilmelidir. Bu beyanla, Devleti yönetenlerin, her fırsatta ortaya çıkarak, bilinçsizce bilgilendirme yapması engellenerek, bu maksatla görevlendirilen psikolojik harekât ve enformasyon birimlerinin hazırladığı, doğru ve değerlendirilmiş bilgilerin, gerektiği zamanda ve gerektiği kadarıyla enforme edilmesi önem kazanır.
Halen devam etmekte olan Fırat Kalkanı operasyonu, gelinen konjonktürde, Türkiye´nin, bölgesel güç dengelerinde yakaladığı, çok önemli bir söz sahibi olma fırsatı. Bu fırsatı avantaja çevirebilmek için etkin bir dış siyasi denge gerekirken, bir yandan da bölgesel dengelerde çok büyük etkiye sahip olan psikolojik harekâtı da etkin kullanarak, üstünlük elde etmek gerekiyor. Bölgenin demografik yapısı, her ne kadar güç odaklarınca planlanan IŞİD-PYD/YPG savaşçılık oyunuyla, korku ve şiddete dayalı olarak değiştirilmeye devam edilse de halen mevcut yapı, Türkiye´den beklentileri ve gerek etnik gerekse tarihsel bağlantılarıyla, enformasyona ve bu yolla sağlanacak psikolojik üstünlükle, kazanıma açık.
