Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


CeHePe Mİ, YOKSA CUMHURİYET HALK PARTİSİ Mİ? (1)


 Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik, inkılâpçılık kavramları anıldığında aklımıza ilk gelen, bunların Atatürk ilkeleri olduğu ama ya sonra, içimizden ve özellikle son 20-25 yıl içinde doğmuş olanlardan kaç kişi, sıradan bir sayımın dışında bu kavramların içeriklerini biliyor? Yıllarca eğitim sisteminin yanlışlığında ve kasıtlı olarak, içerikler boşaltılarak sunulan kavramlarla aklı karıştırılan, bıkkınlığa sürüklenen bir topum haline geldik. Toplum olarak, kavram karışıklılıklarında önümüzü göremez hale geldik. Bize doğruları sunmak, yolumuzu aydınlatmak için kurulmuş olan örgütlenmeler de zaman içinde anlamlarından, maksatlarından uzaklaşarak, tarihsel geçmişlerinden ve temel ilkelerinden de uzaklaşmaya ya da bilinçli ve planlı olarak uzaklaştırılmaya başlandı. Oysa cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan uygulamalar ve Devletin resmi politikaları, tam da bu ilkelerin anlamı ışığında ve başarılı bir şekilde ilerliyordu. Ta ki feodal sistemin ağa babalarının, siyasette etkin konuma getirildiği 1950´li yıllara kadar. Oysa o döneme kadar tek parti olan ve bugün acımaksızın yönlü olarak eleştirilen Halk Partisi, bu ilkeler ışığında halkını aydınlatma, Cumhuriyetini koruma yolunda, bilimselliği, ilericiliği benimsemiş ve uygulamalarıyla bunu halkına anlatmaya, benimsetmeye çalışılıyordu. Bu nedenle yapılan toprak reformları,  ekonomik kalkınma programları, üretime yönelik devlet eliyle kurulan ve başarılı şekilde işletilerek giderek gelişen fabrikalar, işletmeler, üretim tesisleri bugün yeterince halka anlatılmıyor. Zaten günümüzde, bunların hemen hepsi özelleştirilmiş ve önemli kısmı, özelleştirmenin ardından bir süre sonra kapatılmış durumda. Halka, kendi kendine yetmeyi ve çağdaşlaşmayı öğreten bilimsel temelli, üretime ve gelişmeye yönelik köy enstitülerinin başarısındansa, onların nasıl kapatıldığına yönelik manipüle edilmiş anlatımlar günümüzde halen yapılıyor.

Bahsettiğimiz kavramları kısaca anlamlandırmak istersek:                                                            

Cumhuriyetçilik: Egemenliğin kayıtsız şartsız halka, millete ait olduğu bir yönetim şeklinin esas alınmasını;

Milliyetçilik: Türkiye Cumhuriyetini kuran ve vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi kapsamına alan ve ulus devlet tanımında anlamını bulan sahiplenmeyi;

Halkçılık: Demokrasi kavramının benimsendiği çoğulcu demokrasiyle anlamını bulan ve sınıf, etnisite, din, mezhep ayrımı gözetmeksizin, vatandaşlık bağıyla bağlı tüm yurttaşların haklarını eşit olarak gözeten, ayrıcalıklara, ayrımcılığa, ötekileştirmeye kesinlikle karşı olan devlet anlayışını;

Laiklik: Devletin tüm kurumlarında ve yönetiminde, bireylerin kesinlikle vicdani özgürlüğünü, inanç özgürlüğünü dikkate alarak, tüm vatandaşlarının, inançları ne olursa olsun, devletin sunduğu imkânlardan herkesin uyması gereken, halkın seçtiği ve egemenliğini temsil eden Meclisin koyduğu kanunlar çerçevesinde eşit faydalanmasını sağlayan, halkı inançlarına göre ayırıp ötekileştirmeyen ve kanunlar, devlet hizmetleri karşısında eşitliğini sağlayan anlayışı;

Devletçilik: Devletin, ekonomi üzerinde söz sahibi olarak, Devletin ekonomik imkânlarının, ülkenin en ücra köşesine kadar eşit dağılımını, özel sektörün liberal anlayışla sadece kârını gözeterek yatırımlarını yönlendireceği reel anlayışıyla, kamu yararını gözeterek, üretimde etkinliği ve verimliliği sağlamak ve ülke çapında, ülkenin menfaatlerine ve geleceğine yönelik üretim tesislerini Devletin bünyesinde bulundurmak, tüm yatırım alanlarında olduğu gibi, ülkenin milli kaynaklarının etkin kullanılması için gerekli olan politikalara yönelik planlamaları yapma anlayışını;

Devrimcilik: Ülkenin kuruluş aşamasında ortaya koyulan ve vazgeçilmez olan kurucu değerlerin ışığında ve değişen Dünya düzeninde, bilimsel temelli gelişmelerle, değişimlere, yeniliklere açık olmak; ülke menfaatleri doğrultusunda çekinmeden gereken atılımları yapma anlayışını simgelerken, bu kavramlar, bizzat kurucu lider tarafından temelleri atılan bir siyasi partinin, esasen temel ilkeleri olarak tespit edilerek, simge olarak altı ok ile siyaset tarihimizdeki yerini almıştır.  

Siyaset tarihimizde çok önemli bir yeri olan Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk´ün deyimiyle, herhangi bir doktrin ile sınırlanmayarak, ilkeler ışığında yeniliklere, gelişmelere açık bir siyasi parti olarak ve HALK ismi ile Türkiye Cumhuriyetine hizmete memur kılınmıştır.

Ancak, günümüz Halk Partisi hiç de kuruluşundaki çizgide görünmemekte, halkı sahiplenememekte ve bu gün ülke geleceğine yönelik doğruluğu ispatlanmış altı ok ile anlamını bulan kavramlara hiç değinmeyerek, içerisine dâhil ettiği fikir akımları ile emperyalist söylemler yapan ve kapitalizmi savunan bir parti görünümüyle, giderek halktan uzaklaşıp, inandırıcılığını da kaybetmekte.

Oysa yapması gereken tek şey var: Altı oku sahiplenmek ve halkla bütünleşmek. Ayrıca artık söylemlerinde kendini CeHePe olarak değil Halk Partisi olarak ifade etmesinin zamanı geldi ve geçiyor. (Devam edecek)

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51