Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


REFERANDUM SÖYLEMLERİ ÜZERİNE


Değişmesi hedeflenen Anayasa ile birlikte, ülkeyi tek adam rejimine götüreceği endişesi yaratan referandum sürecinde, böyle bir tehlike olmadığını anlatmak için yapılan söylemlerde, eski Türk devletlerinin yapısı gösterilerek, esasen tek adam rejiminin, bir Türk devlet geleneği olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor.

Eski Türk devletlerinde yöneticiler, halkın seçimiyle görevi devralmadığından ve bey, kağan, hakan, sultan, padişah isimleri tarih boyunca devletlerin yaşamında önemli tek figür gibi olduğundan, tarih bilmezliğin, tarihi halen ekranlarda yayınlanan dizilerden, filmlerden öğrenmeye çalışmanın verdiği cehaletle, sorgulamaktan, araştırmaktan, okumaktan uzaklaştırılmış, ülkenin önemli bir nüfusunu kapsayan kesim, bunu doğrudan kabul etmeye yönleniyor. Tıpkı terör örgütlerinin ?hayır? demesiyle, demokratik hakkı olan ?hayır? demeye hazırlanan bilinçli bir kesimin, terör örgütü yandaşlığı algısıyla sunulmasından, aynı kesimden hedeflenen sonuç gibi. 

Türk devlet tarihine kısaca göz atıldığında ortaya çıkanlar, devletin hiç de söylendiği gibi tek adam üzerinde yürümediğini gösteriyor. Tarihin sayfalarında dolaşırken gözümüze çarpanları örneklendirirsek;

Nizamülmülk olarak tanınan ve halen siyaset biliminin başvuru kitapları arasında olan Siyasetnamenin yazarı, Ebu Ali Kıvamuddin Hasan bin Ali bin İshak et-Tusi, Gazneliler döneminde başlayan yöneticiliğine, Alp Arslan ve sonrasında Melikşah döneminde yürüttüğü vezirlikle, Büyük Selçuklu Devletinin, en muhteşem zamanlarını yaşamasına vesile oldu.

Osmanlının kuruluş dönemine damgasını vuran Çandarlı ailesinin önemine gelince, Orhan Gazi ile başlayan görev döneminde, Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa, Osmanlının düzenli orduya geçişini, Yeniçeri Ocağının ve devşirme sisteminin kurulmasını ve maliyenin teşkilatlanmasını sağlamış; Çandarlı Ali Paşa, Kosova Meydan Muharebesinde, 1.Murat´ın vefatının ardından Yıldırım Beyazıt´ı tahta çıkarmış, Ankara Savaşı öncesi, Timur kuvvetlerinin derinlikte çete savaşlarıyla yıpratılmasını öngörmüş ancak bu doğru ve yerinde görüşü Yıldırım Beyazıt tarafından kabul edilmeyerek Ankara Savaşı kaybedildiğinde, Şehzade Süleyman Çelebiyi savaş meydanından kaçırmış, fetret dönemine girildiğinde devletin devamlılığı için çalışmış, kadıların ücret düzenlemesiyle adalet sisteminde rüşvetin önüne geçmiş; Çandarlı Halil Paşa, Fatih Sultan Mehmet´in İstanbul´u fethinde yanında bulunmuş; Çandarlı ailesi, devletin ikinci adamı ve hükümet başkanı konumunda, sadrazam olarak 1364-1499 arasında görev yapmıştır.

Osmanlı tarihinde bir Sokollu dönemi, bir Köprülü dönemi vardır. Bu ailelerin devlete katkısı önemli boyutlardadır ve kimi zaman Osmanlı tarihi padişahların değil, sadrazamların isimlerini alan dönemlerle anılır.

Ayrıca yargının bağımsızlığına örnek olarak, Fatih Sultan Mehmet dönemi İstanbul Kadısı Hızır Çelebi, bir mimarın haksızlığa uğradığını iddia ederek padişahtan şikâyetçi olması üzerine, Fatih Sultan Mehmet´i usulüne uygun yargılayıp, ceza vermesiyle anlatılır.

Bu örneklerden yola çıkınca, Türk devlet geleneğinde her ne kadar bey, kağan, hakan, sultan, padişah önemli yerini korusa da her dönemde, ikinci bir adam hükümet başkanı konumunda görev yapmış ve devleti çoğu kez onların öngörüleri, yönlendirmeleri ileriye götürmüştür. Çünkü devlet başkanlığı konumu babadan oğula geçerken, sadrazamlıkta liyakat esastır. Yargıda da dönemine uygun bağımsızlık sağlandığı görülmektedir. Sistemin her bozulmasında, devletin büyük sorunlarla karşılaştığı ve yıkılma sürecine girdiği realitedir. Esasen bu gerçekle hareket edildiğinde, tek adam rejiminin, gerekli denetim ve kontrol mekanizmaları bağımsız olarak teşkil edilmediğinde, ülkeyi vahamete götürebileceği ortaya çıkar.

Ayrıca bugün evetçi veya hayırcı olarak ayrılmaya zorlanan halk, bir bütündür. Halkın ayrışmaya zorlanması, ülkeyi felakete götürür. Çünkü bir süre sonra halk, her durumda karşı karşıya gelmeye başlar, tahammülsüzlük artar, hoşgörü ortadan kalkar. Bu durumdan tek karlı çıkanlar ise ülkenin bekasına yönelik planları uygulamaya çalışan, güç odakları olur.

Bir gün ülkenin zor günlerinde, evet oyu veren ile hayır oyu veren farklı görüşlere sahip ancak ideali vatanın bütünlüğü, yükselmesi olan kişiler, sırtlarını birbirlerine yaslayarak mücadele etmek zorunda kaldığında, tüm halk bir bütünlük sergileyemezse, işte o zaman büyük bir felaket yaşanır.

Can UĞURATEŞ           

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92