Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


BUZLU ZEMİNDE İLERLERKEN

Şu anda gelinen aşamada, TSK, Emniyet ve MİT kendini toplayarak, yoğun ve etkin olarak mücadelesini sürdürürken, bu saatten sonra, terör örgütünün sözcülüğüne ve siyasal koruyuculuğuna sığınanların söylemleri ve istekleriyle, kesinlikle ayağın frene dokun


Halen, ülkenin Güneydoğusu´nda yaşanmakta olan gelişmelerde, giderek boyutların çok değiştiğini ve eylemlerin, PKK´nın boyunu aştığını görmek gerekir. Haftalardır devam eden sokak çatışmalarının ardından bölgeye baktığınızda, güvenlik kuvvetlerinin, büyük bir başarıyla temizlik harekâtı yaptığını, ancak her aşamanın ardından, terör örgütünün yeni takviyelerle, yeni stratejilerle ve cephe kaydırarak, mücadelesine devam etmeye çalıştığını, bu esnada yakalanan, ele geçirilen teröristlerin kimliğinden de uluslararası bir örgütle karşı karşıya kalındığını görüyoruz.

Devam eden çatışmalarda sarf edilen mühimmatın maliyetini düşününce, örgütün, çok büyük bir mali destekle, eylemlerine devam ettiğini değerlendirmek zor değil. Bu çaplı bir harekâtı, küçük boyutlu ülkelerin silahlı kuvvetlerinin dahi, oldukça zorlanarak finanse edebileceği göz önüne alınırsa, bildiğimiz ve yıllardır mücadele ettiğimiz PKK dışında, çok daha güçlü ve kapsamlı bir organizasyonla karşı karşıya olunduğunu, kabul etmek gerekir.

Bu mücadelenin, bir anda biteceğini düşünmek de saflık olur. Çünkü devam eden Suriye sorununda gelinen Cenevre görüşmeleri aşamasında, bölgesel güçlerin dengelenmesi ve projelerin planlandığı şekliyle devam edebilmesi için, farklı ve bölgesel hedefleri olan seslerin bir şekilde susturulması, bu maksatla, en azından oyalanması lazım. Yani Cizre, Nusaybin ve Sur´da olaylar durulduğu andaveya çok kısa bir süre sonrasında, boyut değiştirerek, bölgede veya ülke genelinde, beklenmeyen yer ve zamanlarda yeni, kapsamlı ve şiddetli eylemlere de hazırlıklı olmak gerekir.

Tüm bunların önüne geçilebilir miydi?

Suriye sorunun başından itibaren, eldeki veriler ve çok iyi bilindiği iddia edilen, bölgesel stratejik derinlik kapsamında, yerinde ve doğru değerlendirmeler yapılabilseydi, bu gelişmelerin önüne geçilebilir veya en azından kapsam daraltılarak, daha etkin mücadele edilebilirdi. Bölgedeki yetki karmaşası, seçim sürecinin uzaması ve siyasilerin yaşanan gelişmeleri, iç siyasette başarı maksatlı kullanmaya çalışmasıyla, önlerine gelen istihbari bilgileri ve başta asker olmak üzere, bürokratların değerlendirmelerini göz ardı etmesiyle,sorun, giderek çözülmesi zorlaşarak, kördüğüm haline gelmeye başladı.

Arap Baharı gelişmelerinin başlangıcında, sınırımızın hemen ötesinde bulunan ülkelerin de Arap olduğu ve BOP kapsamında yaşanacak gelişmelerde, onlarında etkileneceği ve doğal olarak bu etkinin bir karşılığı olarak yaşanabileceklerin, Türkiye´yi, en azından bir geçiş ülkesi olarak, yoğun etkileyeceğinin öngörülmesi gerekirdi.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, TSK´nin gücünün ve eğitiminin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalı veSuriye´den göç akını başladığında, ileri bir hareketle, sınırın hemen ötesinde güvenli bir bölge oluşturularak, sınırdan kontrolsüz geçişe kesinlikle müsaade edilmemeli, sınırı geçenler de kesinlikle, hemen sınır bölgesinde oluşturulan kampların dışına, akrabalık bağı olanlar dâhil çıkarılmamalıydı. Bu önlem alınmadığından, sınırdan geçen istihbarat ve terör örgütü elemanları, ellerini kollarını sallayarak ülke içinde dolaşmaya başladı.Şimdi de tüm dünyayı ve özellikle ağırlıklı olarak AB ülkelerini kapsayan göç sorunu, Türkiye´nin sorunuymuş gibi algı yaratılarak, Türkiye üzerine projeler oluşturulmaya başlandı. Oysa o dönemde, bölgede aktif olarak Rusya bulunmadığından ve ABD de, doğrudan kara harekâtına sıcak bakmadığından, Türkmen bölgesini de kapsayacak şekilde, bölgedeki cılız yerel güçlerde birleştirilerek, bir de facto durum yaratılabilseydi, sonuçlar çok daha farklı olabilirdi.

Bu süreçte, TSK´nin operasyonel yetkileri sınırlandırılarak ve sonradan beraatla sonuçlanan, uzun soluklu davalarla moral ve motivasyonu dağıtılıp, MİT´in başına, tam da en kritik dönemde, sadece akademik çalışması olduğu iddia edilerek, teşkilatı ve sahayı tanımayan birinin getirilmesiyle, ülkenin gözleri, kulakları kapatılarak, elleri bağlandı.

Şu anda gelinen aşamada, TSK, Emniyet ve MİT kendini toplayarak, yoğun ve etkin olarak mücadelesini sürdürürken, bu saatten sonra, terör örgütünün sözcülüğüne ve siyasal koruyuculuğuna sığınanların söylemleri ve istekleriyle, kesinlikle ayağın frene dokunmaması gerekir. Buzlu bir zeminde ilerlerken, frene her dokunuşun, sonuçlarının çok daha kötü olacağını görerek, başlanılan işin sakin, kendinden emin, kararlı olarak bitirilmesi lazım.

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22