Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK, KARDEŞLİK SÖYLEMLERİ

Özgürlük, eşitlik, kardeşlik söylemleriyle, halkın mevcut yönetimlere karşı kalkıştırılması ve ardından insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi vaatleriyle ülkenin işgali, sonrasında on binlerce insanın ölmesi, göç etmesi, sefalet içinde bir yaşam müc


Suriye´de, olayların başlamasından bu yana en akıllıca çözümün, Esad´ın desteklenmesiyle, düzenli ordunun takviyesi ve mevcut devlet sisteminin kalkındırılması sayesinde olacağını,Davutoğlu dışında her strateji uzmanı zaten görmüştü. Davutoğlu, o yıllardan kısasüre önce yazdığı kitabını (Stratejik Derinlik) desteklemek ve kendini ispatlamak istercesine, dönemin başbakanının danışmanı olarak, çözümü, Esad´ın gitmesi ve rejimin değişmesi esaslarına bağladı. O dönemde, ABD ve AB ülkeleri de buna yakın bir tez ileri sürerken, Rusya ve Çin, İran´ın da bölgedeki etkisiyle, Esad´ı desteklemeye devam etti. Bu durum, geniş bir perspektif ile rahatlıkla görülerek kullanılabilirdi. Şu anda gelinen nokta, Esad önderliğinde, Suriye´yi çıkmazdan kurtarıp, daha sonra rejimin yumuşak bir şekilde değiştirilmesi. Aksi halde, mülteci sorunu ile bölgede yetişen teröristlerin, ABD ve AB ülkelerine tehdit sorunu, çok daha büyük krizlere yol açabilecek boyutlara gelecek ve hatta geldi bile.

İllüminati veya Tavistock, yani yaklaşık olarak,farklı yöntemlerle, dünyayı yöneten güç odaklarını yönlendirdiği ve yönettiği iddia edilen örgütlerin,Amerikan emperyalizmine uygun olarak,Büyük İsrail Stratejisi kapsamında, bölgeyi yeniden şekillendirme esasları, batağa saplanmış durumda. Soğuk savaş döneminin kutupları, bölgede karşı karşıya gelince, dengeler bir anda değişti. Bu süreçte, Türkiye´deki yönetimin ne yapmaya çalıştığı tam olarak anlaşılamadı ve sonuçta, Türkiye bölgede etkin bir güç konumunda iken, gelişen olaylar karşısında izlediği siyasetle, bir anda yalnız kaldı. Çok detaylı hazırlanan Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, bir anda kendisini de tehdit altında buldu. Halen yürüttüğü siyasette, bu tehdidi de dikkate alıp, PKK ile PYD´nin aynı örgüt olduğunu savunarak, yeniden PKK ile etkin mücadeleye başladı. Gerçekte olan da buydu. Bölgede, yenibir peyk devlet, Kürdistan kurularak, buradaki petrolün güvenli bir şekilde dağıtımı planlanmakta ve vadedilen toprakların, Yukarı İsrail bölümünün de sınırlarının çizilmesi hesaplanmaktaydı.AKP Hükümeti de bu coğrafyadaki gelişmelerden faydalanarak, Osmanlıcılık hayalleriyle, yeniden toprak genişletmekhevesindeydi. Oysa çakışan menfaatlerin kazananının daima güç odakları olacağını, aksi halde, her zaman olduğu gibi, karşı duranların sarsılacağını hesaplamadı.Karşı durulması da gerekiyordu. Doğru planlanmış, etkin bir dış siyaset sayesinde başarılabilirdi. Bunun yapılmaması için hiçbir neden de yoktu. İç siyasette tek ve etkin parti olarak, karşıda hiçbir engel de yoktu. İzlenen, direnilen yanlış siyaset ve gelinen noktayı hepimiz görüyoruz.

Özgürlük, eşitlik, kardeşlik söylemleriyle, halkın mevcut yönetimlere karşı kalkıştırılması ve ardından insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi vaatleriyle ülkenin işgali, sonrasında on binlerce insanın ölmesi, göç etmesi, sefalet içinde bir yaşam mücadelesine girmesi. Bu yöntemle müdahale edilmiş hiçbir ülkede, hayat yeniden normal seyrine dönemedi. Afganistan, Irak, Libya ve Yemen´in durumu ortada, sadece Mısır ayakta durmaya çalışıyor. Burada da izlenen siyasetin yanlış olduğu anlaşıldığından taktik oyunlar oynanıyor. 

Aslına bakarsanız, ABD emperyalizminin müdahale ettiği hiçbir coğrafya, O, tamamen veya yoğunluklu olarak bölgeden çekilmeden düzene giremedi. Girdiği her coğrafyada da mutlaka bölünme oldu, tıpkı, Kore ve Vietnam´da da olduğu gibi.

Özgürlük, eşitlik, kardeşlik söylemleri sanırım dikkatinizi çekti. Şu anda, Türkiye´de en çok duyduğumuz söylemler.İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi tabirleri de hiç yabancı olmadığımız tabirler. Ülkede, yıllardır uygulanan siyasetle, bu tabirlerin, kitlelerin beynine yerleşmesi ve hemen her kesimin kendini ezilen, haklarından mahrum bırakılan, dışlanan gibi görmesine neden oldu. Bu durumun planlı olmadığını, gelişen durumla ortaya çıktığını söylemek komik olur.

Önümüzde önemli bir seçim var. Henüz bir aylık zaman dilimi olduğu halde, belirli bölgelerde sandıkların güvenliği nedeniyle yer değiştirmesi tartışılmaya başlandı. Bu durum AKP´nin,HDP´yi baraj altında bırakarak, onlara gelecek olan oylarıda kapma mücadelesi gibi algılansa da daha çok, ülkeyi bölmeye çalışan KCK´nın işine yarıyor. Pratikte, ortaya devletin kontrol edemediği, istenmediği bölge algısı çıkıyor. Uluslararası arenada PKK, PYD olarak imaj değiştirerek, KCK için ?de facto? durum yaratmaya başladı. Tedbirler alınarak bu gelişme engellenebilir. Türkiye´nin gücü, bu durumu gidermeye yeter. Ancak kişisel menfaatlerin bir yana bırakılıp, devletin menfaatlerinin öne çıkarılması kaydıyla.

YAZARLAR

  • Çarşamba 26.7 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    10267,1%-0,1
  • DOLAR

    32,28% 0,14
  • EURO

    34,78% 0,09
  • GRAM ALTIN

    2412,09% 0,13
  • Ç. ALTIN

    3895,03% 0,00