Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


SURİYE KÖKENLİLERİN ASKERLİK HİZMETİ


Yaşanan bölgesel gelişmeler neticesinde gelişen büyük göç dalgasının ardından, Türkiye´nin, esasen doğrudan kendi bekasına yönelik tehdit karşısında başlattığı operasyonda verilen kayıplar karşısında, göçmenler Türkiye´de rahat bir yaşam sürerken, Türk askerinin, Türk gençlerinin neden Suriye´de hayatını ortaya koyarak mücadele ettiği, sosyal medyada ve halk arasında, yoğun olarak sorgulanmaya başlandı. Türkiye´nin Suriye´de yürüttüğü mücadeledeki hedefinin doğrudan Suriyelilerin güvenliği olmadığı, kendi sınır güvenliği ve bekası için orada bulunduğu ancak Suriye´nin bütünlüğünün Türkiye açısından önemli olmasıyla yapılan müdahaleyle, doğal olarak oradaki insanların da güvenliğinin sağlandığı gerçeği ortadayken, bu sorgulamanın yaygınlaşması, büyük bir propaganda sürecinde, algı yönetiminin hedef kitle üzerindeki etkisi açısından bakıldığında çok önemli.

Türkiye´nin, Suriye´deki çirkin savaştan kaçarak veya göçe zorlanarak gelenleri, yeniden savaşa gönderecek zorunlu tedbirlere yönelmesi, hem insani boyutta hem de uluslararası hukuk kapsamında uygun değil. Ancak bu kişilere vatandaşlık verilmesi gündeme geldiğinde, ortaya çıkan bir vatan savunması konusu var ve Askeralma kapsamında bu konu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile ilgili kanunlarında düzenlenmiş.

1982 Anayasasının 72´nci maddesi, ?Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.? hükmünü amirken, Askeralma işlemlerini düzenleyen, 1111 Sayılı Askerlik Kanununun 1´nci maddesi de, ?Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu kanun mucibince askerlik yapmaya mecburdur? hükmünü amir olarak, bizi Türkün tanımına yönlendirir.

Türkün tanımı Anayasanın 66´ncı maddesinde, ?Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk´tür? hükmü ile açıklandığına göre, halen bir kısmının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildiği iddia edilen ve 16 Nisan sonrasında kesinlikle tamamının kabul edilmesinin planlandığı değerlendirilen Suriye kökenli göçmenlerin, vatandaşlığa kabullerinin ardından, tamamı Türk olarak tanımlanacaktır.  

Bu durumda, Anayasanın 72´nci maddesi gereği Türk kabul edilen, Suriye kökenli göçmenlerin erkeklerinin, 1111 Sayılı Askerlik Kanununun 1´nci maddesi gereği, Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik hizmeti yapmaları, Anayasal hakları ve ödevleridir. Türkiye Cumhuriyetinde halen Zorunlu Askeralma Sistemi uygulandığından, 1111 Sayılı Askerlik Kanununun 2´nci maddesinin birinci paragrafı gereği, 20 yaşına giren her Türk erkeği gibi, Suriye kökenli erkek Türk vatandaşları da askerlik hizmeti yapmak zorundadır.

Aynı maddenin ikinci paragrafında, ?Türk vatandaşlığına sonradan alınanlar askerliklerini, vatandaşlığa alındıkları tarihteki yaş ve öğrenim durumlarına göre, o yaştaki Türk vatandaşı yükümlüler gibi yaparlar.? hükmü mevcuttur. Ancak maddenin devamında, ?Bunlardan gelmiş oldukları ülkede askerlik yaptıklarını veya askerlik hizmetini yerine getirmiş sayıldıklarını belgeleyenler ile vatandaşlığa alındıkları yıl yirmi iki yaşında olanlar, askerlik yapmış sayılırlar.? hükmü ile mülteciler lehine pozitif ayrımcılık yapılmıştır.  

Bu açıklamalarla, halen Suriye´den Türkiye´ye göç etmiş ve vatandaşlığa kabulleri tartışılan Suriye kökenli göçmenlerden, yirmi iki yaşını doldurmuş olanların askerlik yapmaları, kanun gereğince mümkün değildir. Bu kişiler askerlik sistemi içine girmediğinden, askerlik çağından kast edilen yoklama, muvazzaflık ve yedeklik dönemlerinin tamamından da muaf olacağından, yedeğe alınarak seferberlik halinde görevlendirilmeleri de mümkün değildir.

Vatandaşlığa kabulünde henüz yirmi iki yaşını doldurmamış olanların ise derhal askerlik sistemi içine dâhil edilmesi, Anayasal bir hak ve kanuni bir zorunluluktur.

Ayrıca, 1111 Sayılı Askerlik Kanununun 2´nci maddesinin ikinci paragrafında yapılacak değişiklikle, sonradan vatandaşlığa kabul edilenlerin askerlik çağları da diğer her erkek Türk vatandaşı için olduğu gibi, 20 yaşına girdiği yılın birinci gününden, 40 yaşına girdiği yılın birinci gününe kadar olan süre kabul edilerek ayrımcılık giderilip, bu kişilerin de yedeklik dönemi ve doğal olarak seferberlik hali dâhil askerlik sistemine etkin katılımlarının sağlanmasıyla, ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilebilirken, onların da her Türk vatandaşı tarafından kabul edilen, askerlik kutsiyetinin yaşanmışlığında, Türk vatandaşlığını içine sindirmesi, kabullenmesi sağlanabilir.

Askerlik hizmeti, her türlü ayrımcılıktan uzak planlanıp hakkaniyetle yapıldıkça, ülkenin geleceğinde en önemli birleştirici etkenlerdendir.

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92