Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


KORKARIM UYUYAN BİR DEVİ UYANDIRDIK


Amiral İsoroku Yamamoto, Harvard mezunu Japon amirali. Neden ismini andık? Çünkü bu kişiye atfedilen ünlü bir söz var. Bu kişi, her ne kadar hiçbir kayıtta rastlanmasa da Hollywood klasiklerinde, Pearl Harbor baskını için havalanan japon uçaklarının ardından, ?korkarım, uyuyan bir devi uyandırdık? repliğiyle ünlü.

Türkiye´de, 15 Temmuz 2016´da yapılmaya çalışılan kalkışma, iç savaş tetikleme, adına ne denirse, yapılan girişimin ardından devletine, milletine, demokrasisine bağlı olan askerler ile Meclisin ve Halkın vatanını, demokrasisini sahiplenerek, gerçekleştirilmeye çalışılan girişimi engellemesinin ardından, ülkede oluşan birlik ve beraberlik ortamının, tüm siyasi partilerle birlikte bütünleşmesi; tüm itibarsızlaştırma ve parçalayıp zayıflatma çalışmalarına rağmen, ordunun dimdik ayakta durarak, yürütmekte olduğu operasyonel görevlerine hız kesmeden devam etmesiyle, bu girişimin planlanmasına ve desteklenmesine katkı verdiği kuvvetle muhtemel olan güç odaklarının liderleri, planlayıcıları da izledikleri yerden, ?korkarım, uyuyan bir devi uyandırdık? demiştir diye düşünüyorum.

Girişimin ardından, ABD´nin yavaş hareket etmesi ve Fetullah Gülen´i iade sürecinde çıkardığı, en azından süreyi uzatmaya yönelik sorunlar; İngiliz basınında, Türk Ordusunun parçalandığına yönelik haberler; AB´nin, Türkiye´deki gerçekleşmemiş siyasi kararlara yönelik tehditkâr söylemleri; Kıbrıs Rum Yönetiminde yapılan açıklamalar; girişimin olduğu süreçte, sınırın hemen ötesine yanaşarak, içeri girmek için uygun ortam bekleyen IŞİD ve PKK birlikleri, Türkiye´nin, ne kadar büyük bir tehlikenin eşiğinden döndüğünün göstergesi. Girişimin şiddetle önlenmesinin ardından büyük bir hayal kırıklığına uğrayanlar, bir başka bahar için, zemin hazırlıklarına çoktan başlamıştır.

Halen ABD´nin dostluğuna güvenenlere, önemli bir hatırlatma yapak lazım. ABD Başkanı Lyndon. B. Johnson tarafından, 5 Haziran 1964´te Başbakan İsmet İnönü´ye gönderilen, çok ağır ve hakaret sayılabilecek bir üslupla, Türkiye´nin Kıbrıs´a müdahale etmesini önlemek için yazılan mektup. Bu mektubun, Türkiye Cumhuriyeti´ni yönetenler ve Türk dış siyaset bürokrasisi tarafından bir dönüm noktası olarak tanımlanıp, Devletin hafızasında muhafaza edilmesi gerekirken, bu gün yaşadıklarımızda, bu dersin alınmadığını gözlemleyebiliyoruz.

Ülkenin son dönemlerde yaşadıklarını alt alta koyup değerlendirince, Türkiye´nin, batının kontrolünden çıkarılmaması ve ağaç örneğinde olduğu gibi, kururken sulanarak ölmesinin engellenmesi, fazla geliştiğinde ise budanarak konumunu muhafazasının sağlanması için, güç odaklarının, her türlü yöntemi acımasızca kullanmaktan çekinmeyeceğini defaten görmüşken, bu kez daha da ileriye gittiklerini ve ülkede bir iç savaş çıkartarak, kesin hâkimiyete yönlendiklerini de tabiri caizse, köşeden dönerek gördük.

Şimdi, Devletin her kademesine sokulan teröristlerin temizlenmesiyle uğraşırken, bir taraftan da Devletin en önemli, hayati öneme sahip kurumlarının yeniden yapılanması, yetkili yetkisiz,     bilgili bilgisiz herkesin dilinde. Halen yapılan söylemlerle, aslında Devlet ve halk yönlendirilerek, yine yeniden, bu kez farklı odakların, Devletin içine tohumlarını bırakmasına yönelik yanlışlar ortaya çıkabilir. Unutulmamalı ki Türkiye kurucu ilkelerden uzaklaştıkça sıkıntılarla karşılaşıyor ve Devletin başlangıç ayarlarına dönmesi gerektiği çok açık. Şu anda Devletin ihtiyacı olan en önemli şey, vatandaşlarının arasında ayrımcılığın kesinlikle engellenerek, liyakat esasıyla, vatansever, Devletine, Milletine, demokrasisine bütünüyle bağlı kişileri etkin konumlara getirmek ve kurumlarının bağışıklık sistemlerini etkin olarak kullanmasına yönelik tedbirleri tespit ederek, uygulamaya koymak. Bunların arasında çok önemli bir husus var: Askerin siyasetten uzak tutulması. Mustafa Kemal Atatürk´ün daha kuruluş yıllarında benimsediği ve titizlikle uyguladığı bu ilkeyi, siyasi hedeflere yönelik kullanmaktan kaçınarak, TSK´nın askerlik benliğini kaybetmesi önlenmeli. Çünkü değerlerini yitirmiş bir asker, artık asker değildir. Aynı durum, diğer kurumların benliği için de geçerli kabul edilip, yıkmaktan kaçınarak, bilimsel temellerle, çağdaş yöntemlerle yapıcı, onarıcı uygulamalar ortaya konularak, Türkiye´nin yakaladığı uyanışı rehavete ve yeniden uykuya çevirmemek lazım.

Şu anda yaşanan gelişmelerle, ?korkarım, biz bir devi uyandırdık? diyenlerin, rahat bir nefes alarak, ?bunlar uyurgezermiş. Boşuna endişelendik? diye düşünmelerini, sıkı tedbirlerle ve dikkatli, demokratik ve bilimsel ilkelerle, liyakat esasına dayalı sistemlerden vazgeçmeksizin engellemek, temel hedefimiz olmalı.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22