Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


RAKKA HAREKÂTININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Rusya´nın, Türkiye´yi dışlayarak, Suriye sorununda, masaya Kürtler tabiriyle YPG/PYD´yi de oturtmaya çalışması, ABD´nin Rakka´da YPG/PYD ve SDG´yi kullanma yönünde planlar yapması, zırhlı araç ve modern silah takviyesine devam etmesi, Suriye´de hedeflenen


Fırat Kalkanı Harekâtında, El Bab´ın kontrol altına alınarak, arama ve temizleme faaliyetlerinin devam ettiği aşamaya gelindiği, yetkililerce açıklanıyor. Ancak görünen o ki tüm kahramanlık öykülerine ve insanlık dramlarına rağmen, bölgede suların durulması için onlarca yıla ihtiyaç var. Durulacağını öngörmek de neredeyse imkânsız. Önümüzde bir Irak örneği var ve mücadele 1991´den bu yana devam ediyor.

TSK, Cerablus´tan başlattığı Suriye´nin bütünlüğünü ve Türkiye´nin sınırlarının güvenliğini sağlamayı hedefleyen harekâtını El Bab üzerinde yoğunlaştırarak, Cerablus- El Bab- Mare- Azez arasında kalan bölgeyi, ÖSO´yu destekleyip, etkin manevralara fiilen katılarak, kontrol altına almayı başardı. Ancak bu başarı, harekâttan hedeflenen sonucu vermiyor. Bu nedenle Menbiç´in de mutlaka YPG/PYD tarafından boşaltılarak, Fırat´ın batısında tamamen kontrolün sağlanması ve Afrin´in kontrolünün de sağlanarak, Hatay´ın ablukadan kurtarılması gerekiyor. Bu maksatla da İdlip üzerindeki etkinin kimde olacağı önem kazanıyor. Bu bölgenin, konjonktüre göre taraf değiştirmeyi alışkanlık haline getirmiş, radikal görünümlü örgütlerce kontrolü, Hatay´a güneyden tehdit algısını devam ettirecek.

Bu arada rejim kuvvetleri, El Bab güneyinden Menbiç sınırlarına kadar olan bölgeyi kontrol altına aldı. Bu gelişmenin ardından YPG/PYD bir açıklama yaparak, rejim kuvvetlerinin kontrolündeki bölgeden, Afrin ile bağlantıyı sağladıklarını belirtti. Rejim kuvvetleri ile YPG/PYD´nin, zaman zaman işbirliğine gittiği bilinen bir gerçek. Ayrıca ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı da bir açıklama yapıp, Türkiye´nin Menbiç´e yönelmesinin, büyük sorunlara yol açacağını belirterek, gelişmelerin geleceği konusunda açıkça uyardı. Bu bölgede, 500 kişilik bir ABD özel kuvveti olduğu da değerlendiriliyor. Rusya basınında yapılan açıklamalarda da Türkiye´nin, daha önce desteklediği kuvvetlerle çatışmaya girdiği imaları var. Bu konudaki en büyük gösterge, Ayn El Arap (Kobani) olaylarında, Barzani´nin Peşmergelerinin, Türkiye üzerinden geçişine müsaade edilmiş olması.

Cumhurbaşkanı ve Hükümetin ısrarla açıkladığı gibi, El Bab ardından Rakka´ya yapılması planlanan harekâtta, güç odaklarınca YPG/PYD veya içinde hemen hemen aynı unsurları barındıran SDG´nin kullanılmasının sonuçlarını, bölge ve özellikle Türkiye, önümüzdeki süreçte sorunlar dizisi halinde yaşamaya başlayacak.  Bu nedenle de Türkiye, 4000 kişilik bir kuvvetle fiilen katılımı teklif ediyor. Tek şartı, YPG/PYD´nin bu harekâtta kullanılmaması. ABD, Rakka´ya yönelik Başkana sunulan kendi harekât planını uygulamayı, daha uygun görmekte ısrarcı.

Yapılması planlanan harekâtta, derinlikte bu kuvvetin tamamen kontrolü sağlaması mümkün mü bu tartışılır. Bu miktar, yaklaşık olarak takviyeli bir tugay gücüne denk gelir ve ikmal yollarının da kontrolünün gerekliliğiyle sıkıntılar yaşanabilir. Harekât El Bab üzerinden çizilen mihverle başlatılırsa, Fırat´ın en geniş olduğu bölgede nehir geçiş harekâtı yapılması gerekliliği ortaya çıkar ki bu harekât, meskûn mahal muharebeleri kadar risk barındırdığından, önemli bir kuvvetler koordinasyonu gerektirir. Zırhlı personel taşıyıcılar yüzerek geçebilse de tanklar, diğer silah ve araçlar için, nehir üzerine köprüler kurulması gerekir. TSK´nın böyle bir imkân kabiliyeti var. Ancak ikmal yolu derinliği 200 kilometreye yaklaşır ve böyle bir harekâtta bu önemli bir risk. 

Türkiye, Rakka´ya müdahale durumunda kullanacağı mihveri, Akçakale üzerinden doğrusal bir hareketle ve en kısa istikametten yapmayı tercih edecek gibi görülüyor. Ancak bu bölgenin de kendine göre riskleri var. Öncelikle bu istikamet, halen Türkiye´nin terör örgütü olarak kabul ettiği ve devam eden harekâtta çatışmaya girmekten kaçınmadığı, YPG/PYD kontrolünde ve hem ABD hem de Rusya, son dönem açıklamalarında, YPG/PYD´yi terör örgütü olarak görmediğini açıkladı. ABD, halen zırhlı araç ve silah takviyesiyle, YPG/PYD´nin düzenli ordu görünümü kazanarak, bölgede etkin olmasını sağlamaya çalışıyor.

Gelişmeler ışığında Rusya´nın da tavır değişikliği dikkate alınarak, Türkiye´nin, Rusya ile yaptığı anlaşmanın, şu anda gelinen hatta kadar olduğu değerlendirilebilir. Gelişmelerle, Türkiye´nin daha fazla Suriye içine girmesinin istenmediği realitesi ortaya çıkıyor. Esasen Rakka´nın, Türkiye´nin güvenliğine doğrudan etkisi tartışılır. Bu harekâtla IŞİD bitirilecek mi, tartışılır. Çünkü ABD, daha önce yaptığı açıklamalarda, bu mücadelenin çok uzun yılları kapsayacağını belirtmişti. Derinlikte bu harekâtın yapılmasının riskleri de göz önüne alındığında, Türkiye´nin, Süleyman Şah Türbesini eski yerine, yani uluslararası anlaşmalarla ve hukuka uygun kendi toprağı olan bölgeye taşımasıyla oluşturabileceği güvenlik koridorunun etkisi, bölgesel hedefine daha uygun olabilir. Böyle bir koridoru Fırat kıyısında oluşturarak, YPG/PYD´nin Fırat doğusuyla bağlantısını da zorlaştırarak, daha güneye sarkmasını sağlar. Daha güneyde de rejim kuvvetleri var. Aslında bu gecikmiş bir hamle ve daha önce yapılan Şah Fırat Operasyonu, stratejik bir hata. Türkiye´nin, Fırat Kalkanı Operasyonu ile kontrol altına aldığı bölgenin, geleceği de önemli bir soru işareti. Bölge, en iyi ihtimalle meşru Suriye rejim kuvvetlerine devredildiğinde, zaman içinde rejimin, kendisi için uluslararası avantaj sağlayan bir takım anlaşmalarla, burayı YPG/PYD´ye bırakabileceği riski de var ve bu durumda yapılan harekât boşa düşecek.

Türkiye´nin bölgesel dengelerde yerinin ne olduğunu, önümüzdeki kısa sürede, ABD ve Rusya ile Rejim kuvvetlerinin koordineli hareketlerinde göreceğiz. Ancak Rusya´nın, Türkiye´yi dışlayarak, Suriye sorununda, masaya Kürtler tabiriyle YPG/PYD´yi de oturtmaya çalışması, ABD´nin Rakka´da YPG/PYD ve SDG´yi kullanma yönünde planlar yapması, zırhlı araç ve modern silah takviyesine devam etmesi, Suriye´de hedeflenen şekillenmenin, konjonktürel değişimle, yeniden oluşmaya başladığı izlenimini veriyor.  

 

 

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00