Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


ÇANAKKALE SAVAŞLARI DENİNCE, NEDEN AKLA İLK O GELİR?


Çanakkale Savaşları, bölgenin özellikleri, savaşanların muharebeler boyunca yaşadığı sıkıntılara rağmen, silahların susmasıyla birbirlerine karşı gösterdikleri insaniyet, azim ve iradenin en üst seviyede örnekleri, mücadele ruhunun doruklara ulaşması, azmin, iradenin ve vatan sevgisinin teknoloji karşısındaki başarısı ile Dünya harp tarihinin en önemli savaşlarındandır.

Çanakkale savaşları denilince, bir yandan Osmanlı askerinin hastalıklara ve ikmalin zorluğuyla mühimmat sıkıntısına rağmen, gerektiğinde, süngü muharebeleriyle göğüs göğüse savaşması, diğer yandan emperyalist güçlerce ülkelerinden çok uzaklara savaşmaya getirilen, Hindistan´dan Avustralya´ya kadar olan uzak coğrafyanın çocuklarının, nedenini bilmeden hayatlarını kaybetmeleri tartışılır. Savaşın birçok ve yaptıklarıyla önemli komutanı vardır. Ancak bir isim vardır ki muharebelerdeki öngörüleri, üstün sevk ve idaresi ile savaş sonrası yaptığı söylemlerle, Çanakkale Savaşları denildiğinde akla doğrudan ve ilk o gelir.

Bir savaşta, doğal olarak birçok komutan görev alır ve içinde vatan, millet sevgisi olan, sorumluluk sahibi her komutan, rütbesi ve görevi gereği, sorumluluklarını yerine getirmek için tüm gayretlerini sergiler. Ancak, Dünya harp tarihinde, savaşlardaki kişilik özellikleriyle, aldıkları sorumluluklar ve inisiyatiflerle öne çıkan, liderleşen ve efsaneleşen komutanlar olduğu gibi, bu özelliklerin üstünde askeri strateji dehaları vardır.  Büyük İskender, Julius Caesar, Napolyon Bonapart gibi isimlerle birlikte Mustafa Kemal´de dehadır ve Çanakkale Savaşlarında sergilediği liderlik özellikleri, derin öngörüsü, yerinde ve zamanında çekinmeksizin kullandığı inisiyatifle elde ettiği başarılar, doğrudan savaşın kaderini etkilemiş, bu konumuyla, Türkiye ve Dünya harp tarihindeki haklı yerini edinmiştir.

Türk harp tarihinin önemli komutanları da Çanakkale muharebelerinde görev aldı. Aldıkları sorumluluklarla, yerine getirdikleri görevlerin başarısını göremeden hayatını kaybetmiş, birçok isimsiz kahraman da mevcut. Savaşlar bir ekip performansıyla kazanılırken, bu mücadelelerde en üst rütbeli komutan ile diğer tüm askerlerin, rütbesiz bir erin dahi kendilerince sorumlulukları, azim ve mücadeleleri önem kazanır. Çünkü en alt seviyedeki eğitimsizlik, isteksizlik, moral bozukluğuyla yapılacak bir hata dahi mevziinin düşmesine, cephenin dağılmasına, savaşın kaybedilmesine ve ülkenin işgaline neden olabilir.

Savaşların kaderlerindeki en önemli etken, komuta kademesinin iradesi, tecrübesi, öngörü yeteneği ile iyi sevk ve idaredir. Komutan seviyesindeki askerlerin eğitim yeterlilikleri, öngörüleri, aldıkları yerinde ve doğru inisiyatiflerle verdikleri kararlar önem kazanır. Mustafa Kemal´in, Çanakkale Savaşlarındaki önemi de bu konumundan kaynaklanır.

Çanakkale Savaşları başladığında Sofya´da askeri ataşe olarak görevli olan Mustafa Kemal, yaptığı ısrarlı atanma istekleri sonunda 19´uncu Piyade Tugay Komutanlığına görevlendirilmiş ve bu görevle, esasen Gelibolu Yarımadasında, Eceabat-Bigalı´da Kolordu ihtiyatında iken, Ordu Komutanı olan Liman Von Sanders´in muhtemel çıkarma bölgesi olarak belirlediği Kumkale bölgesi, Saroz Körfezi ve Seddülbahir alternatiflerinden, asıl taarruz bölgesini Saroz Körfezi olarak düşünmesine rağmen, bunun yanlış olduğunu değerlendirip, düşmanın Kaba tepe kuzeyi ve Arıburnu bölgesine çıkarma yapacağını öngörerek (İhtiyat birlikleri, muharebe için tertiplenmede, gerektiğinde cephenin herhangi bir yerinde ve kesin sonuçlu muharebe için kullanılmaya hazır birliklerdir. İhtiyat birlik komutanı, nerede ve ne zaman muharebeye gireceğini bilmediği için, tüm cephedeki gelişmeleri dikkatle takip edip, öngörüleriyle her an muharebeye hazır olmak zorundadır.) aldığı inisiyatifle ve verdiği anlık kararlarla, savaşın kaderini değiştirmeyi başardı.

Mustafa Kemal´in, Çanakkale Muharebelerine etki eden ve efsaneleşen, emre dönüşerek savaşın kaderini doğrudan etkileyen en önemli anlık kararlarından biri, ?Ben, size Taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum? diye başlar. Mustafa Kemal, büyük bir liderlik örneği sergileyerek, Conkbayırı´nda savaşın kaderini değiştirirken, imkânsızlıklar ve çaresizlikle geri çekilen askerlere büyük bir dirayetle; ?Ben, size taarruzu emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir!? diyerek tarihi emrini verdiğinde, bu yerinde ve zamanında verilmiş anlık emirle, savaşın kaderi bir anda değişti. Aldığı bu emirle, süngü takarak yere yatan Türk askeri karşısında, taarruzuna devam eden Anzak kuvvetlerinin de bir anda yatarak mevzilenmesiyle, Mustafa Kemal, askeri strateji dehasıyla karşısındaki düşmanı çözdü.

Çanakkale Savaşları´nda 3. Kolordu Komutanı olan Esat Paşa (Korgeneral Bülkat), ?Düşman donanmasına Çanakkale Boğazı´na yaklaşmak ve Boğaz´ı zorlayıp İstanbul´a gelmek fırsatını vermeyenlerin birincisi Cevat (Çobanlı) Paşa, ikincisi ben, kesin sonucu sağlayanı da Anafartalar Komutanı Mustafa Kemal Paşa´dır? demiştir. (Lokman Erdemir&Kürşat Solak, Çanakkale Muharebelerinin İdaresi, Çanakkale Valiliği Yayınları, Eflal Matbaacılık, Ankara, 2015, s: 105.) Bu söylemden de anlaşılacağı gibi savaşın kaderini değiştiren ve kesin sonucun alınmasını sağlayan komutan, Mustafa Kemal´dir.

Çanakkale savaşlarıyla ilgili birçok kahramanlık hikâyesi anlatılır ve doğrudur. Kazanılan her savaş, kendi kahramanları ile zafere dönüşür. Ancak bu savaşların dönüm noktalarını etkileyen liderler vardır ve onlar tarih sayfasında hak ettikleri yeri alır.

Çanakkale Seferi Kuvvetler Başkomutanı Ian Hamiton ve diğer generaller savaş sonrası İngiltere´ye dönünce, kabinede sert tartışmalar olmuş ve muhalefet lideri, Hükümetin ve komutanların hesap vermesini istemiştir. General Hamilton kürsüye gelmiş, kendisine, ?yenilginin hesabını veriniz. Yenilmeyen İmparatorluk donanmasının mermileri mi bitti, niçin o Gelibolu Yarımadasını ateşle kaplamadınız? Hasta adam dediğiniz bir ordu önünde perişan oldunuz. Bu lekeyi temizleyiniz? sözleri üzerine, ?Lordlarım, biz görevimizi yaptık. Binlerce ton mermi attık. Yaptığımız hesaba göre Gelibolu Yarımadasına dağ-dere-tepe 1 inç kalınlığında çelik bir levha ile kaplanacak kadar donanmamız mermi attı. Ancak ne yazık ki ölüme Allah Allah sesleriyle koşan bir Türk askeri ve çok iyi sevk ve idare eden bir komuta heyeti vardı. Biz ne yapabilirdik? demiştir. (Suat AKGÜL-Ali GÜLER, Atatürk´ün Düşünce Dünyası, Berikan Yayınevi, Ankara, 2008, S: 187) Buradan komuta heyetinin kıymeti anlaşılırken, İngiliz Times Gazetesi, Mustafa Kemal hakkında, ?Gelibolu Yarımadasındaki muharebelerde, Mustafa Kemal´in yüksek dehası, kendisine tam ve parlak zaferler kazandırmıştır? diye yazmıştır. (Suat AKGÜL-Ali GÜLER, S: 188) İngiliz Generali Aspinali Oglander, Mustafa Kemal´in Çanakkale Muharebelerindeki başarılarını ve dehasını, ?Şimdi, Türkiye´nin Cumhurbaşkanı bulunan Gazi Mustafa Kemal´in Çanakkale çarpışmalarındaki büyük başarılarını görünce, övme ve takdire imkân yoktur. Bu konuda ne söylense azdır.? (Suat AKGÜL-Ali GÜLER, S: 189) derken, Winston Churchill, ?Çanakkale Boğaz Harbinde malzemece üstünlük bizde idi, fakat iradece üstünlük O´nda olduğu için, biz yenildik? der. Burada kast edilen O, Mustafa Kemal´dir.

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22