Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


YANLIŞ ÜSTÜNE YANLIŞ


Yanlış üstüne yanlış ve Türkiye, gelinen konjonktürde, inanca dayalı biat kültüründen, milli mücadele sonrası ilk defa milli birlik ve beraberlikle, tüm diğer ideolojilerden de uzaklaşarak vatan, millet sevdasıyla kurtulma fırsatı yakalamışken, şimdilerde ekranlarda hemen her gün görmeye başladığımız, FETÖ´den ayrıldığını iddia eden, profesör seviyesine kadar gelmiş akademisyenler, gazeteciler, yazarların anlattıklarıyla toplum psikolojisi ile oynanarak, insanların, yapılan tartışmalarla, inanca dayalı sistemin içinde kalarak düşünmesi, karar vermesi sağlanmaya çalışılıyor. Böylelikle de ülke muhtemel, potansiyel bir tehlikeyle karşı karşıya bırakılıyor.

FETÖ tehlikeli bir örgüt statüsünde, ancak, aslında hiç de dinsel figürlü bir örgüt olmadığı algısıyla ortadan kaldırılacak. Gerçek manada düşünüldüğünde, İslamiyet´le hiçbir alakaları olmadığı ve sadece dini saptırarak, kendi amaçları doğrultusundaki simgelerle kullanmaya çalıştıkları doğru olsa da bu durum, din kisvesi altında hareket ederek, çok büyük kitleleri, üstelik yüksek eğitim seviyesindekileri etkileyerek, devletin en kritik noktalarında hakimiyet sağlayarak, rejim değişikliğine gitmek istedikleri gerçeğini değiştirmiyor. Türkiye´de, din kisvesi altında faaliyet gösteren onlarca cemaat ve tarikat varken, diğer cemaat ve tarikatların faaliyetine devam etmelerine müsaade edilip, bu sürecin dışında bırakılmasıyla, gelecekte bunlardan birinin ön plana çıkarak, aynı tehlikeleri gündeme getirmesi kuvvetle muhtemel. Çünkü hemen hepsi inanca dayalı biat kültürünün keskin kurallarıyla, kendi ideolojileri doğrultusunda ilerlemeye devam ederken, cemaat üyeleri veya müritler, kutsal kitabı okuyup öğrenmektense, küçük yaşlardan itibaren yetiştikleri kültürün etkisinde, kendilerine empoze edilen öğretileri sorgusuz sualsiz kabul ediyor.

Ekranlara çıkmaya başlayan eski örgüt elemanları tarafından, FETÖ liderinin deccal olduğuna kadar giden iddialar yapılırken, bu kişinin, güç odaklarının kontrolünde ve bilinçli olarak yönlendirilen bir istihbarat elemanı olduğu gerçeği akıllardan uzaklaştırılarak, tüm gelişmeler, din kapsamında değerlendirilmeye çalışılıyor.

Türkiye´nin, köşeden dönerek atlattığı çok büyük tehlikenin ardından, karşı karşıya olduğu örgütün bir El-Kaide ve bir IŞİD´den çok fazla farkı olmadığı gerçeği geri plana itilerek, aynen IŞİD yerine DAEŞ tabirinin kullanılarak, bu örgütün din ile alakası olmadığı algısı yaratılmaya çalışıldığı gibi, şimdi de FETÖnün, bu yönde bir algıdan uzaklaştırılmaya çalışıldığı görülüyor.

Adına ne denirse denilsin, hangi ideoloji kapsamına alınırsa alınsın, Dünyada son yirmi yılda etkili olan terör örgütlerinin, ağırlıklı olarak dinsel objeleri ve inançları kullanarak etkin olmaya çalıştığı, bunda da oldukça başarılı olarak, çok kanlı eylemlere imzalar atıldığı, bir realite olarak karşımızda duruyor.

Bu gerçekleri halka anlatıp, inandığı din ile kendisine empoze edilmeye çalışılan ve tartışılmaktan, sorgulanmaktan uzak kabul edilmesi istenen kavramların, birbirleriyle alakası olmadığının açıklanması gerekiyor. Bunun yapılması da siyasi otoritelerin çok işine gelmiyor. Çünkü okuyan, anlayan, sorgulayan beyinlerin gerçekleri görerek, şimdi olduğu gibi, kolaylıkla algı etkileriyle yönlendirilemeyeceği bir sosyal gerçek var.

Yıllarca ve çok küçük yaşlardan itibaren yetiştiği kültürle bağlantılı olarak, insanların aklına, gerçek İslam´ın kendini aklamaya veya başkalarının yardımına ihtiyacı olmadığı gerçeği bir türlü gelmiyor.  Bunu hatırlatmak, göstermek de siyasilerin işine gelmiyor. Çünkü öne çıkmaya çalışan her ideolojik oluşum, yönü ne olursa olsun inançlara uzanarak, özellikle cehalet seviyesinde çoğunlukta olan hedef kitleye ulaşıp kendi tarafına alarak, büyük güçlere erişebiliyor. Bu durumda da hedef kitlenin gerçeklerden uzaklaşarak, davranışlarına istenilen istikamette ve planlandığı şekilde yön vermesi, güç odaklarının her zamanda ve ortamda işine geliyor.

Gelinen konjonktürde tüm örgütlenmelerin mercek altına alınarak, özellikle en çok taraftarı, yandaşı bulmakta zorlanmayan, bireyleri Allah´la aldatan, yani Allah´ın dinini tamamen kendi hedefleri doğrultusunda ve kutsal kitabın dışında öğretilerle müritlerine aktarıp, inandırıp, yönlendiren cemaat ve tarikatların, kesinlikle kontrol altına alınması gerekiyor. Bu durumda eğitimin, Devlet tarafından tek elden yürütülmesinin ve bilimselliğin dışına çıkılmamasının önemi çok büyük.

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00