Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


GERÇEK DEMOKRASİ ZAMANI

Şimdi siyasi partilerin, kendi düşünce yapısındaki diğer partilerle birleşmeyi düşünüp uygulayarak, 1 Kasımda, seçimlerden etkin olarak çıkmayı planlaması lazım. Oy kaybına da tahammül yok.


Üç gün içerisinde 30 şehit.  Her olay aynı şekilde gerçekleşiyor. Kullanılan yollar üzerine, muhtemelen önceden yerleştirilmiş patlayıcılarla yapılan eylemlerde, asker ve polis daha silahını kullanamadan şehit oluyor. Kimse de sorumluluk üstlenmiyor. Aksine Cumhurbaşkanı, katıldığı televizyon programında, yaptığı açıklamalarla tepki çekiyor. Hükümet tarafından, çözüm süreci denilen fakat bizlerin başından bu yana, PKK´nın toparlanma süreci olarak gördüğümüz zaman aralığında, PKK´nın yurt içine yığınak yaptığı, Suriye´deki karışıklıktan faydalanarak, daha etkili silahları temin ettiği ve IŞİD ile mücadele kapsamında, özellikle meskûn mahalde muharebe eğitimini geliştirdiği net olarak görülüyor.

Bir terör örgütü ile devletin görüşmemesi gerektiği defaten belirtilmesine rağmen, zamanın Başbakanı ve halen görevine devam eden Başbakanın ısrarıyla, bu görüşmeler yürütüldü. Şimdi aldatıldık deniliyor. Böyle bir ilişkiden ne bekleniyordu, anlamak mümkün değil. Çünkü düşünebilen her kişi, bir terör örgütünün, özellikle uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, güç odaklarının taşeronluğunu yapmaya başlamış ve tüm gücünü de buralardan alan, halkla, halkın sorunlarıyla, uzaktan yakından alakası olmayan bir örgütün, bu durumdan faydalanarak kendini güçlendireceğini bilir. Çünkü böyle bir örgütün silah bırakması demek, o örgütün bitmesi demektir ki örgüt liderleri güçlerini, güç odakları taşeronlarını kaybetmek istemez.

Büyük bir istihbarat zafiyeti ile karşı karşıyayız. GES (Genelkurmay Elektronik Sistemler) Komutanlığının MİT´e devredilmesinden bu yana TSK´nin gözü kör, kulağı sağır durumda. Ülkeye sokulan bu kadar silah ve mühimmatın, nasıl giriş yaptığından da vazgeçtik. Çünkü yetkililerin bunun farkında olduğu ve çözüm sürecini bozmamak adına ses çıkarmadıkları, kendi ağızlarından söylendi. Ancak bunları bilenlerin, sürekli takip ederek, kullanılmalarına müsaade etmemesi gerekmez miydi?  MİT´te bu konuda sıkıntı olduğu açık, Emniyet istihbaratı, 17-24 Aralık kapsamında dağıtıldığından tecrübesiz. Askeri istihbarat, Ergenekon ve Balyoz kapsamında, ellindeki imkânlardan mahrum bırakılmışken, etkin bir istihbaratı kimden temin edeceğiz?

Sonuç; kısa sürede onlarca şehit ve yaralı. Sorumlular mı? Onları gören olmamış. Hiçbir devlet yetkilisi üstüne almadığına göre, bu şehit olan veya yaralanan asker, polis demek ki hep kendi başına hareket ederek hayatını kaybediyor. Böyle bir şey mümkün değil.

Askerin ve polisin sıkıyönetim veya OHAL kapsamında elinin rahatlatılarak terörle etkin mücadelesinin sağlanması lazım. Bu durumda birileri rahatsız olacak elbette ama söz konusu vatan toprakları olunca gerisi teferruat kapsamında. Bölgedeki halk da terörden rahatsız olduğunu, bir şeylerin ters gittiğini anlatmaya çalışıyor.

Ülkenin her köşesinde toplumsal hareketler başladı ve dalga dalga yayılıyor. Şimdi halkla oynayanlar için, korkma zamanı geldi. Türk halkının bir özelliği vardır, sonuna kadar iman gücüyle sabreder. Ancak vatanın kaybedilmesi söz konusu olunca, birden tek yürek olur ki önünde kimse duramaz. Halk şu anda tam da bu hissiyat içerisinde hareket etmeye başladı. Bu güzel bir duygu yoğunluğu ama bir o kadar da riskli bir durum. Terörün istediği de durumdan faydalanıp, bunu cadı avına dönüştürerek, ülkede bir iç savaş çıkarmak. Halk,gereken tepkiyi verdi. Bundan fazlası ve yapılan taşkınlıklar terörün yıllardır empoze etmeye çalıştığı fikirleri kitlelerin kafasına yerleştirerek, haklı olduğu izlenimiyle, uluslararası arenada ve bölgede taraftar bulmasına yarar.

Şimdi ülkeyi yönetenlerin, bir an önce gerekli tedbirleri ciddiyetle alarak, önceliğini terörle mücadeleye verip, güvenliği tesis etmesi ve sonra siyasi tedbirlerle ülkeyi rahatlatması gerekli. Bunu yaparken de o veya bu ırkın üstünlüğünü, çıkarlarını değil, Atatürk milliyetçiliği esasları dâhilinde, Anayasanın değiştirilemez maddelerini de dikkate alarak, Türk Milletinin çıkarlarını göz önüne almak zorunda. Bunun dışında hiçbir hareket tarzını, halka kabul ettiremezsiniz. Artık ülkede Kürt sorunu değil, aksine terör sorunu olduğu, kritik illerde halkın verdiği tepkilerle de net olarak anlaşıldı.

Şimdi siyasi partilerin, kendi düşünce yapısındaki diğer partilerle birleşmeyi düşünüp uygulayarak, 1 Kasımda, seçimlerden etkin olarak çıkmayı planlaması lazım. Oy kaybına da tahammül yok.

Şimdi, mağdur edebiyatı yapıp, demokrasiyi kafasına, kendi çıkarlarına göre uygulayanlara, gerçek demokrasinin ne olduğunu gösterme zamanı. Bundan taviz vermek yok.

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00